Ahlat

AHLAT (Eski adları: Erm. Khlat, Ar. Hilât, Yun. Khliat; Batı kaynaklarda: Chelat)

Van Gölü kenarında yükselen vadilerle yarılmış taraça düzlüğü üstünde dokuz mahalle halinde kurulmuştur.

M.Ö. 900 yıllarında Urartular‘ın bu havalide yaşadığı bilinmekte ve Ahlat‘ın kuruluş tarihi bu yıllara dayandırılmaktadır.

XI. yüzyılda Ahlat’ın, Türkler’in Anadolu’yu fethi sırasında önemli bir uğrak yeri olduğu görülmektedir. Bir çok kez Türk boylarının ve oymaklarının işgaline uğramış, özellikle Alparslan‘ın Malazgirt seferinde önemli bir rolü olmuştur. Bu dönemde Selçuk İmparatorluğu’nun hükümranlığını kabul etmiş olması dolayısıyla Mervanoğlullan‘nın eline bırakılmıştır. Ahlat’ı daha önceleri de birkaç kez almaya girişen Eyyûbiler, 1207 yılında ele geçirmeyi başarmışlar ve Celâleddin Harzemşah 1228-1229 yıllarını içine alan uzun. bir mücadele döneminden sonra şehri Eyyûbiler‘den geri almıştır.

Emir Bayındır Kümbeti

Emir Bayındır Kümbeti

Ancak bir süre sonra Harzemşah da şehri terk etmek zorunda kalmış ve Ahlat yeniden Eyyubiler’in eline geçmiştir. Bir süre ilhanlı Devleti egemenliğinde kalan Ahlat, daha sonra Karakoyunlu Türkmenleri’nin eline geçmiştir. Sonraları Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan‘a Karakoyunlu Beyi Cihangir‘i öldürtmüş ve ülkeyi zapt etmiş, Ahlat da arada Akkoyunlu egemenliğine girmiştir.(7467-7470). Şehir, Akkoyunlu Devleti‘nin yıkılışından (1473) sonra kısa bir süre Safevî egemenliğine girmişse de, Yavuz Sultan Selim‘in Çaldıran Savaşı(1517) ile İsmail Safevî’yi yenilgiye uğratması sonucu Osmanlı imparatorluğu topraklarına katılmıştır. Ahlat’ın bundan sonra İran’a karşı olan savaşlarda üs olarak kullanıldığı görülür.

Osmanlı Yönetimi sırasında Bitlis’te egemen olan Şeref Han sülalesi, zaman zaman Ahlat’ı yağma etmiş ve bu durum, Cumhuriyet‘e kadar sürmüştür.

I. Selim‘in ölümünden sonra yerine geçen Kanunî Sultan Süleyman, büyük bir ordu ile Acem’e girip Revan, Gence, Nahçıvan, Tebriz, Hoy, Merend, Rumiye ve Dumbili bölgelerini fethedip dönerken Van ve buraya bağlı yetmiş adet kaleyi de ele geçirmiştir. Daha sonra Van Gölü kenarındaki Ahlat’a gelen padişah, Ahlat’ın geliştirilmesi için Koca Zal Paşa ile Koca Mimar Sinan’ı burada bırakıp sağlam bir kale yapmalarını emretmiştir.

Ahlat, küçük bir ilçe olmasına karşılık, müzesi, arkeolojik kalıntıları ve değerli mimari eserleriyle Türk sanatının önde gelen merkezlerinden biridir.

Ahlat’ta Osmanlı döneminin en önemli mimari eseri, Kanunî Sultan Süleymahi bizzat ölçülerini belirttiği üslupta Zâl Paşa eliyle yapılan yapıdır. (965/1557). Göl kenarında, dörtgen şeklinde bir kaledir.

Yıkık Ahlat içinde büyük kubbeli ve oldukça eski birçok cami vardır.

Ahlat‘ta mimarî eser niteliğinde üç tane camiden söz edilebilir. Emir Bayındır Camii iki kubbe mahallesinin güney ucunda olup, Bayındır Kümbeti’nin bitişiğinde bulunur ve 1477 yılında mimar Baba Han (Can) tarafından Rüsdem oğlu Emir Bayındır adına yapılmıştır, İskender Paşa tarafından Mimar Sinan’a 1584 yılında yaptırılmıştır. Kadı Mahmud Camii, Ahlat Kalesi içinde olup, İskender Paşa Camii karşısında bulunur ve kadı ailesinden Gazi Kadı Mahmud tarafından 1597 yılında yaptırılmış dikdörtgen bir yapıdır.

XVII. yüzyılda Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan ve Kanunî Sultan Süleyman tarafından büyütülmüş olarak yeniden inşa ettirilen kale içinde üç yüz elli ev, cami, hamam, han ve yirmi kadar dükkan vardı. Kale, Muş Valiliği’nin merkeziydi.

İlçede, Selçuklular dönemine ait sanat eserlerinin bulunduğu birçok kümbet veya türbe türünde pek çok yapıya rastlanılmaktadır. Bunlardan XIII. yüzyılda yapılan Ahlat Alimoğlu Kümbeti (Yarım Kümbet), Mirza Bey Türbesi, Çifte Kümbetler, Dede Maksud Türbesi, Emir Ali Türbesi, Hasan Padişah Kümbeti XIII. yüzyıl, Usta Şakirt Kümbeti (Ulu Kümbet; yöredeki kümbetlerin en büyüğü olan yapıt; 1273); Şeyh Necmeddin Türbesi (Havai Baba: 1222), Harabeşehir Köprüsü anılmaya değer mimari eserlerdir.

Bitlis-Ahlat

Bitlis-Ahlat

Ahlat, bugün Doğu Anadolu’da, Bitlis iline bağlı ilçe merkezi olup, idarî bakımdan Merkez bucağı dışında bir bucağa ayrılır. Merkez bucağa 14, Ova kışla bucağına ise 11 köy bağlıdır.

Ahlat‘ta, yaklaşık 1000×500 metrelik bir alanı kaplayan “Meydanlık Kabristanı” mezar taşları, şekil, ölçü ve süsleme açısından tüm mezar taşlarının en eskisi ve en önemlisi olarak kabul edilmektedir. Tarihi bilinen ilk mezartaşı prizmatik sanduka biçiminde yapılmış bir lahittir (1158). Bununla birlikte XI. yüzyıldan XVI. yüzyıla kadar değişik tipte ve süslemeleri değişik mezar taşları da bulunmaktadır.

Ahlat ve çevresindeki mezar taşları ile etnografik eserlerden oluşan Ahlat Müzesi‘nde Selçuk devrine ait, üstü bitki ve hayvan desenleri ya da geometrik şekillerle süslü yüzlerce mezar tası bulunmaktadır.

Ahlat bayındır kümbeti

Ahlat bayındır kümbeti

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git