Anamur

ANAMUR (Eski adları: Anemurium, Anamur, Rum. Anemureon)

Anamur, sırasıyla Fenikeliler, Hititler, M.Ö. XV. yüzyılda Asurlular’a, Büyük iskender’in ölümü ile (M.Ö. 334) de Selefkuslar‘a geçti. 395 yılında Bizans mülkü oldu.İslam Ordusu, buraya ilk kez VII. yüzyılda Halife Ömer zamanında geldi ve tüm yöre fethedildi. Daha sonra IX. yüzyılda Halife Mansur zamanında geldi ve tüm yöre fethedildi. Daha sonra IX. yüzyılda Halife Mansur zamanında Abbasiler döneminde islam grupları buraya yerleşmeye başladılar. Buraya Türkler’in ilk gelişi XI-XII. yüzyıllara rastlar. Anamur’a gelen Oğuz ailesi, Oğuzların Üçok boyundandır. Bunlar Gülnar (Anaypazarı) üzerinden gelerek Anamur‘a yerleştiler (1235). Boyun başı Yahşi Bey’in Anadolu’da Araplar tarafından öldürülmesiyle oymak, Göksu’nun Batı yakasına yerleşti ve buraya “Gülnarhatun” adı verildi.

Şehir Karamanoğlu Mehmed Bey tarafından fethedilerek Karamanoğlu Beyliği’ne bağlandı. Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından kale onarıldı ve “Mamuriye Kalesi” adını alarak içine bir cami inşa edildi. 1859 yılında kadar Anamur adı ile, merkezi Nasreddin‘de olmak üzere bir beyliğin (zeamet) varlığı bilinmektedir. Bu tarihte Anamur adı ile bir kaza teşkilâtı kurularak bugünkü Anamur‘a taşındı. Bu dönemde Anamur, Adana vilayetinin Silifke Sancağı‘na bağlıydı ve 96 köyü vardı. 1891 yılı kaynaklarına göre şehir nüfusu 16 bin 815 kişiydi. 1915 yılında Silifke Sancağı, Adana vilayetinden ayrılarak bağımsız bir sancak haline getirildi. 1925 yılında mülkî idarenin yeniden örgütlenmesi sırasında, ilçe olarak İçel vilayetine bağlandı. XIX. yüzyıl sonunda burası modern bir kent haline getirildi ve ilçeye ilk kez telgraf hattı 1887 yılında çekildi.

ANAMUR

ANAMUR

Anamur Kalesi (Mamuriye Kalesi), Anamur’da çeşitli devirlerden kalma eserlerin başında gelir. İlçe merkezinden 6 kilometre uzaklıktadır. XIV. yüzyıl başında Karamanoğlu tarafından onarılan kaleye bu sebeple “Mamuriye” Kalesi denildi. XV. yüzyılda yeni ekler yapıldı. XVI. yüzyıl ortalarında ve XVIII. yüzyıl sonlarında Osmanlılar tarafından yeniden onarılarak ekler yapıldı.Kalenin üzerleri mazgal ve siperlerle işlenmiş, alt kısımları etek şeklinde genişleyen duvarlar ve burçlar, çeşitli taşlar ve kuvvetli bir horasan harcıyla yapılmış, yer yer ahşap hatıllarla bağlanmıştır. Birbirinden yüksek duvarlarla ayrılmışüç bölümden oluşur.

Dış kalenin kuzeyinde Karaman Beyi Mahmud tarafından yaptırılan caminin temelleri üzerinde, XVI. yüzyılda Osmanlılar tarafından yaptırılan cami ile önünde çeşmesi bulunmaktadır. Bazı kaynaklar, kaleyi, Büyük İskender’in inşa ettiğini ileri sürerler. Kilikya Ermeni Kralı II. Levon zamanında Anamur Kalesi, Prens Halgamin‘in yönetimindeydi. Kale, Selçuklu Sultanı Alâeddin tarafından Ermenilerden alıdı ise de (1219-1236) III, Levon 1284’te kaleyi geri aldı. Daha sonra Haçlılar XII. yüzyıl ve XIII. yüzyılda kaleyi onardılar.

Anamur ilçesindeki eski eserlerin çoğunun Karamanoğulları ve Selçuklular devirlerinden kaldığı bilinmektedir. Ancak kitabeleri olmadığından tarihleri kesin olarak saptanamamaktadır. Mimarî eser olarak göze çarpan en önemli eser “Kale Camii”dir. Aynı yol üzerinde iki yapı daha vardır. Birisinin hamam diğerinin han olduğu sanılmaktadır. Üzerinde tarihini ve yaptıranının adını belirten bir kitabe bulunmamasına karşılık Karamanoğlu Alâeddin Bey zamanından kaldığı söylenebilir. Bugün depo olarak kullanılan bu yapının üzeri beşik tonozla örtülüdür ve yer yer onarım görmüştür. “Alâeddin Camii” ise, 1261-1262 yıllarında Alâeddin Keykubat tarafından yaptırıldığı sanılan tek kubbeli bir yapıdır. “Çarşı Camii” ve “Akmescid”, İslamî devre ait diğer eserlerdir.

mamure kalesi

mamure kalesi

kaskas anamur

kaskas anamur

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git