Bandırma

BANDIRMA (Eski adları: Panormos, Panormus, Panorme, Panormes, Palorme, Pale Örme, Palorine, Panderme, Panderma).

Bandırma‘nın kuruluş tarihi bilinmemekle beraber Kapıdağ Yarımadası’ndaki tarihi Kyzikos şehrinin kuruluşu ile ilgili olduğu bilinmektedir. Kasaba içinde yapılan hafriyatta rastlanan bir memer lahidin Hristiyanlıktan çok önceki zamanlara ait bir eser olduğu anlaşılmakta ve M.Ö. 8-10. yüzyıl Sizik ile aynı zamanda kurulmuş olduğu sonucu çıkarılmaktadır. Şehrin eski adı olan “Panormos” kelimesi, “Emniyetli Liman” anlamına gelmektedir. Haçlı seferlerinden sonra bu ad türlüşekillere girmiştir. Eski çağlarda Bandırma, Misin bölgesinde bulunmakta iken, sonradan bu bölgenin bölünmesi üzerine kuzey bölümleri küçük Misia adını almış, daha sonra, Küçük Frigya olarak değişmiştir.

Anadolu’da ilk Türk devletini kuran Kutalmış oğlu Süleyman Bey,1076 yılında Kyzikos‘la birlikte Aydıncık ve Panormos‘u da feth etmiştir. 1106 yılında buraya saldıran Türkler, Bursa ve Apollonia’yı yağma ederek Panormos üzerine yürüdüler, fakat ardı arkası kesilmeyen Haçlı seferleri karşısında, zaafa uğrayan Türkler geri çekilmişler ve kasaba Bizanslıların eline geçmekle beraber, havalinin bir bölümü Türklerin elinde kalmıştır. XIII. yüzyılın son yıllarında Selçuklu ümerasından Uç Beyleri bağımsızlıklarını ilân ettikleri sırada Karesi Beyi de o havaliyi bağımsız bir emaret halinde yönetmeye başladı. Merkezi Balıkesir olan bu emaret, Çanakkale şehirlerini, bu arada Karabiga ile birlikte bazı şehirleri ellerine geçirmişler ve bir donanma oluşturmuşlardır. Emaret, Sultan Orhan zamanında Osmanlı yönetimine geçince, Osmanlı ümerasından Karacabey, o zamanlar küçük bir balıkçı köyü halinde bulunan Bandırma ile Aydıncık havalisini zapt etti. XVI. yüzyıl sonlarında bir süre İstanbul  Galata kadılığına bağlı kalan Bandırma, 1830 yılında Erdek kazasının Kapıdağ nahiyesine bağlandı.

Tanzimat-ı Hayriye‘nin ilanına kadar Voyvodalıkla yönetilen Bandırma, o tarihten sonra mülki idare taksimatı değişikliğinde Erdek kazasına bağlı bir nahiye oldu. 1874 tarihinde büyük bir yangın görerek tümüyle harap oldu. Bandırma’nın tarihî eserlerinden olan Haydar Çavuş Camii de bu yangında yandı ancak, halkın yardımı ile yeniden kârgir olarak yaptırıldı. Osmanlı  Rus Muharebesi’nden sonra Rumeli’den gelen göçmenlerin iskânı ile büyüyen Bandırma, XIX. yüzyıl sonunda Hüdavendigâr vilayeti Karesi Sancağı Erdek kazasına bağlı iken, 1880 yılında kaza oldu ve bu tarihten itibaren sürekli gelişme gösterdi. Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Boğazı’nın kapanması yüzünden askerî ve iktisadî büyük önem kazandı ve nüfus daha da arttı. 1911 yılında buraya Fransız Hükûmeti’nce bir de konsoloşluk kuruldu (1911).

Bandırma’nın tarihiyle ilgili bazı kaynak eserlerde, tarihî bilgiler pek azdır. Bandırma, Evliya Çelebi ”Seyahatname”sinde şöyle anlatılmaktadır: Anadolu eyaletinde, Bursa Sancağı’na bağlı olup, yüz elli akçelik kazadır. Bir hâkimi de gümrük eminidir. Yeniçeri serdarı, sipahi kethüda yeri, muhtesibi, bacdârı, ankibi, ayan ve eşrafı vardır. Rum denizinde büyük bir ticaret iskelesidir. On iki mahallesi olup, on yedi de mihrabı vardır. Binaları alçaktı yüksekli, kiremit örtülü, süslü evler olup, Rum denizinin kıyılarında kurulmuştur. İskele başındaki gümrüğü yetmiş yük akçe kiraya verilir. Çocuk mektebi, derviş tekkeleri ve hamamları vardır. Çarşısında bütün sanatkârlar varsa da bedesteni yoktur. Hazret-i Süleyman’ın hatunu Belkis, kâh burada, kâh  Edincik şehrinde otururdu  der.

BANDIRMA ISKELE

BANDIRMA ISKELE

İlçeye bağlı Edincik (Aydıncık), Osmanlılar döneminde birçok olaylara sahne olmuştur. Osmanlıların Rumeli fetih hazırlıkları Edincik kıyılarında “Kaşkızak” adı ile anılan yerde başlamış, sallar burada yapılmıştır. Eski nüfus kayıtlarında Edincik adı“Aydıncık” olarak geçmektedir. Evliya Çelebi, buranın Rumların söylentisine göre, Süleyman Aleyhisselâm tarafından yaptırıldığını söyler. Konstantin, Fatih ve diğerleri İstanbul’u bayındır etmek için tüm yüksek sütunları, değerli mermerleri buradan getirmişlerdir, çeşitli somaki, zenburî, yergâni sütunları ve renkli cilalı taşları olup, bunları taşıyıp diğer beldeleri bayındır ederlerdi. Bandırma’nın ekonomisinde limanın büyük katkısı vardı. Bu liman Ege Bölgesi‘ni İstanbul’a bağlayan yol üzerinde Güney Marmara’nın tek limanıydı. Osmanlı döneminde de önemini korumuştur. 1856 yılında ilk kez Bandırma İskelesine vapur işletilmeye başlanıldı. Daha sonra buraya yeni bir rıhtım ve iskele inşası düşünülerek 1882 yılı sonunda yapımına başlanıldı ve 1902 yılında tamamlandı.

Bandırma’da öğretim eğitim hayatı, II. Selim‘in buraya sürgün olarak yolladığı Haydar Çavuş’un kendi adıyla yaptırdığı camiin bitişiğindeki medrese ile başlar. Şehir halkının toplumsal, kültürel, ekonomik alanlarda kalkınması, boş zamanlarını değerlendirmesi ve yeni gelirler sağlaması amacıyla, el sanatlarına önem vermişlerdir.Osmanlı döneminde, Rum ve Ermeni cemaatlerinin yaşadığı ilçede, camiler dışında birçok kilise ve okullar yaptırılmıştır.

Edincik kazası, İzmavlu köyüne Aya Konstantin adlı Rum Kilisesi (1863), ilçe merkezi Orta Mahallesi’ne, Surp Manyas Ermeni Kilisesi (1865), Eğridere’ye bağlı Devlenosel köyüne Aya Yorgi, Edincik merkezine Aya Nikola (7374), Bandırma içine (yanan kilise yerine yenisi) (1888) ve Edincik’in Kelek köyüne birer Rum kilisesi (1894). Pereme köyüne bir Rum okulu (1911) yapılmıştır, ilçede mevcut Osmanlı dönemine ait mimari yapılar şunlardır: Haydar Çavuş Camii, Bandırma iskelesi yöresinde, Haydar Çavuş adlı bir hayır sever tarafından yaptırılmıştır (XIX. yüzyıl başı). 1873 yılında yanan cami, halk tarafından Mimar Kemaleddin Bey’in planına göre yenilenmiştir. Tek kubbeli ve kare planlı yapı, sade bir mimarî anlayışla yapılmıştır.

Edincik Ulu Cami, Edincik’in kuzeybatısında Narin Abdullah tarafından 1382 yılında yaptırılmıştır. Klasik Ulu Cami planlı olmayıp, dikdörtgen planda sade bir yapıdır. Beden duvarlarında kullanılan blok kesme taşların, antik bir yapıttan getirildiği anlaşılmaktadır. İbadet mekânı içinde kuzeyde iki ahşap sütun üzerine kurulmuş ahşap mahfil yer alır.Edincik Kız Dede Türbesi, Hisar Mahallesi’nde, Hacı Yakub oğlu Veli bey adına yaptırılmıştır. (H.816/1413). Kesme taştan yapılan beden duvarları üzerinde açılan kapı ve pencerelerin söveleri tek parça mermerden olup, alınlıkları sivri kemerlidir. Türbe içinde mermerden bir lahit bulunmaktadır.

Edincik Semiz İlyas Minaresi, Kümbet Mahallesi’nde bulunur ve Ayine Hatun tarafından yaptırılmıştır (H. 108311672). Minarenin tabanı kesme taştandır, geçiş bölümü geniş, minarenin kalın gövdesi tuğladandır.Edincik, bugün Balıkesir iline bağlı ilçe merkezidir. Marmara Denizi kıyısında İstanbul’dan sonra ticarî ve stratejik önemi büyük olan bir limandır.

bandırma meydanı

bandırma meydanı

Bandırma Vapuru

Bandırma Vapuru

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git