Beyşehir

BEYŞEHİR (Eski adları: Karaia, Karamanie)

Şehrin, Anadolu Selçuklu sultanlarından Alâeddin Keykûbat tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Nitekim İbn-i Bibi, bu sultanın Kayseri’den Antalya’ya giderken, Konya’dan geçtikten sonra yolda Beyşehir Gölü kıyısında cennetten güzel bir yerde konakladığını ve burasını çok beğenerek bir şehir kurulmasını emrettiğini yazar.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra, Anadolu Beylikleri devrinde Hamidoğulları’nın eline geçen Beyşehir ve çevresi, sık sık Karamanoğulları’nın saldırılarına uğradı. Osmanlı Padişahı I. Murad‘ın, oğlu Yıldırım Bayezid‘e, Germiyanoğlu Şah Çelebi’nin kızı Devlet Hatun’u alması sırasında burası, Yalvaç, Akşehir, Isparta ile birlikte Osmanlılar’a geçti. Yıldırım Bayezid‘in 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı’nda Timur‘a yenilmesinden sonra Karamanoğulları’nın eline geçen Beyşehir, Çelebi Sultan Mehmed tarafından kesin olarak Osmanlı snırları içine alındı. XVII. yüzyıl ortalarına doğru, güneyde Bozkır’a kadar uzanan Sancak bölgesinin merkezi oldu. Sancağa bağlı Seydişehir halkı 1826 yılında uğradıkları çekirge istilası sebebiyle kıtlığın baş göstermesi üzerine şehri terk etmek zorunda kaldılarsa da sonradan yerlerine geri döndüler. (1827).

Beyşehir

Beyşehir

Bugün Konya ilinin Akdeniz bölgesi sınırları içinde kalan kesiminde ilçe merkezi olan Beyşehir‘de, Selçuklular devrinde ve daha sonra yapılmış Türk mimarisinin birçok örneği bulunmaktadır. Bunlardan bazıları günümüze kadar, birçok onarım geçirerek ulaşmış, bazıları ise tümüyle yıkılmıştır.

Beyşehir Kalesi, şehrin İç şehir Mahallesinde, evlerin bitimindeki kapı günümüze kalmıştır. Kapı kemerlerinin üstündeki üç kitabeden, soldaki esas yazıtta,Süleymanşehir ismini alan bu mübarek belde, din ve dünyanın yardımcı büyük Padişah Gıyaseddin ve dünya fatihi Keykâvusoğlu Mesud zamanında büyük emir Eşref oğlu Seyfeddin Süleyman tarafından 687 senesinde yapılmıştır” denilmektedir. Diğerleri ise I. Ahmed ve IV. Murad‘ın 1615 ve 1633 tarihli onarım kitabeleridir.

Şehirdeki bedesten, Eşrefoğlu Camii‘nin kuzeybatısında, 35 metre uzaklıkta, içerisi payeli, dışı dükkanlıdır. Bazı kaynaklarda “han” diye geçmektedir. Üslûbundan Osmanlılar zamanına ait olduğu anlaşılmaktadır. 1451 yılında Çavuşoğlu adlı kişi tarafından onarılan bedesten, tümüyle kesme taştan yapılmış olup, günümüzde harap durumdadır.

Demirli Mescit, şehrin batısında iç şehir Mahallesi’nde, Eşrefoğlu Camii‘ ne yakındır. XIII. yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Kareye yakın dikdörtgen planlı mescidin girişi, alışılagelmişin tersine, mihrap ekseni üzerinde bulunmayıp, yanda batı yöndedir.

Büyük Hamam (Eşrefoğlu Hamamı), Eşrefoğlu Camii‘n kuzeybatısında bulunur. 1297 yılında yapıldığı sanılmaktadır. Büyük bir bölümü toprağa gömülmüş ve oldukça harap durumdadır. Kadınlar ve erkeklere mahsus çifte hamam olarak inşa edilmiştir. Soyunma bölümünün büyük kubbesi duvarlara ve köşelere, üçgen kesitli plaster şeklinde zemine kadar inen ayaklara dayandırılmış, sivri kemerli tromplara oturtulmuştur.

Eşrefoğlu Camii, Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından 1297 yılında yaptırılmıştır. Selçuklu sanatını zengin ve gösterişli bir biçimde sürdüren yapı, uzunlamasına dikdörtgen bir planda, altı sıra halinde mukarnaslı başlıklı 48 ağaç üzerine mihraba dikey uzanan kirişlerle yedi nefe sahiptir. Camiden içeri girilince, portalden 4 metre uzaklıktaki tümüyle sırlı tuğla ve çini mozaikle kaplanmış, sivri kemerli bir iç portalden orta nefe geçilmektedir. Tavan kirişleri konsolların araları renkli kalem işleri ile süslüdür. Tümü ile firuze, lacivert ve mor renkli mozaik çinilerle kaplı olan mihrap, Konya ve çevresindeki diğer çinili mihraplardan daha büyüktür.

Eşrefoğlu Süleyman Bey Kümbeti, aynı adlı camiin doğu duvarına bitişiktir. Emir Seyfeddin Süleyman tarafından yaptırılmıştır(1301). Kesme taştan sekizgen gövde üzerine içten kubbe, dıştan konik bir çatı ile örtülü olarak yapılmıştır. Üst katta ortada üç sanduka yer almaktadır. Bunlardan ortadaki Eşrefoğlu Emir Seyfeddin Süleyman‘a, solundaki oğluna, sağındaki ise karısı Sultan Hatun’a aittir.

Kubadâbâd Sarayı, Beyşehir Gölü kıyısında, Sultan Alâeddin Keykûbad tarafından 1227 tarihinde yaptırılmıştır. Sarayın planlanması ve yapımı için vezir Sadeddin Köpek görevlendirilmiştir. 5 bin 200 metrekarelik alana yayılan sarayın çevresi surlarla çevriliydi. Saray kalıntılarında yapılan kazılar sonunda, Selçuklu çağına ait pek çok eser bulunmuş, çok değerli çiniler elde edilmiştir.

Beyşehir

Beyşehir

Kızılören Hanı, Beyşehir yolu üzerinde I. Gıyaseddin Keyhüsrev adına, 1206 yılında, Emir Kutluh tarafından yaptırılmış üç nefli geniş, kapalı holün önünde kenarları taşan ve iki yanda eyvan biçiminde dörder revaklı geniş bir avlu ile köşeleri dolduran tonozlu dikdörtgen birer oda ve ileri fırlamış iki katlı geniş cephesi ile değişik bir plana sahiptir.

Kuruçeşme Hanı, Beyşehir yolu üzerinde, Keyhüsrev b. Kılıç Arslan tarafından yaptırılmıştır.Kandemir Mescidi, Kızılören Han’a yaklaşık 400 metre uzaklıktadır. Emir Kandemir mamuresinin bir parçası olarak yapıldığı düşünülmektedir. Mihrabı, uzunlamasına planlı yapının kısa kıble duvarlarında yer alır.

Kız Kulesi, Beyşehir Gölü‘ndeki adanın üzerindedir. Yer yer bir, iki, üç katlı korunaklı bir şatodur. Bugün dökülmüş olan mavi Selçuklu çinileriyle kaplıdır.Şeyh Cemaleddin Türbesi, hangi tarihte yapıldığı bilinmemekle beraber, yılında müstemilatıyla birlikte onarılmıştır (Şubat 1894).Taş Medrese, Beyşehir’de Eşrefoğlu Camii’nin batısında bulunur. İlhanlı beylerinden İsmail Ağa tarafından yaptırılan medreseden, bugün yalnızca portali ile kubbeli odası kalmıştır.

Beyşehir Köşkü Köyü Mescidi, XIV. yüzyıla ait olduğu sanılır. Beyşehir Kıreli şosesi üzerinde, Değirmen mevkiinden 7 kilometre içerdedir. Köylüler tarafından “Nasuh Bey Camii” diye adlandırılmaktadır. Mescit, dıştan dışa yaklaşık 13,65×15.60,m. boyutunda ve Kıble yönünde uzanan, düzgün bir plana sahiptir. Yapı, 1967-1969 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce genel bir onarımdan geçmiştir.

beyşehir gölü

beyşehir gölü

Eşrefoğlu Camii

Eşrefoğlu Camii

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git