Biga

BİGA(Eski adları: Pegae, Pigas, Sidene/Menbalar, Boğaz Şehri)

Eski “Pegae”nin yerine kurulan Biga, M.Ö. 334 yılında Büyük İskender tarafından Makedonya Krallığı’na katılmış, daha sonra Bizanslılar’ın eline geçmiştir. Bizanslılar tarafından bayındır hale getirilen Biga’ya XVI. yüzyıl başlarında Andronikos Palaiologos, Türkler ile savaşmak üzere bir tür paralı asker olan Katalanlar yerleştirildi. Ancak bunlar bir süre sonra kendilerini serbest olarak yönetmeye başladılar. Daha sonra Osman Gazi’nin Karaboğa adlı bir kumandanı, yörenin alınması işi ile görevlendirildi. Biga, 1364 yılında Osmanlı Devleti’ne bağlanarak bugünkü adını aldı. Ünlü Timurtaş Paşa‘nın oğlu Gazi Umur Bey, Biga’da cami, medrese ve şadıran yaptırdı, İmparatorluğun son yıllarında Biga, yollarının güvensizliği sebebi ile ticaretten yararlanamaz duruma geldi ve bundan da zarar gördü.

XIX. yüzyıl sonunda Mutasarrıflık olan Biga‘da 6 bin kişilik bir ordunun genel karargahı bulunmakta idi.Bu yüzyılın sonunda Biga‘ya Meryem Ana adlı bir Rum kilisesi (1871) ile bir Ermeni mektebi (1893) yaptırılmış, mevcut bir Ermeni kilisesi de onarılmıştır. (1891).

Osmanlı döneminde Biga’da en çok buğday, arpa, yulaf, mısır, üzüm ekilirdi. Zeytinliklerin kapladığı alan 1517 hektardı. Kaza merkezi yakınlarında altın madeni çıkarılırdı. Lapseki yakınlarındaki Kori ve Derindere’de çinko ve bakır yatakları vardı. Astyra adı verilen altın madeni bir İngiliz şirketi tarafından işletilirdi.Pazarköy nahiyesinde bulunan simli kurşun madeninin ihale ile işletilmesine (1889), bunlardan üç adedinin Madam Buka mili’ye dokuz yıl sûreyle ihale edilmesine (1891) karar verilmiştir. Avlonya kazasında ise gümüş madenleri 1818 yılında işetmeye açılmıştır. Bundan başka diğer madenler Amerikan Konsolos Yardımcısı M. Frank Alvert tarafından işletilmekteydi. Mutasarrıflık aynı zamanda zengin demir yataklarına da sahipti.

Düyûn-ı Umumiye İdaresi, Biga’ya bağlı Ayvcacık’ta bir Tuzla’yı işletmekteydi. 1 Mart 1890 – 28 Şubat 1891 tarihleri arasında Tuzla’dan gelir 436 bin 219 kuruştu.Mutasarrıflıkta kurulan modern anlamda fabrikalardan ilki, Ayvacık Kaymakamı tarafından gerçekleştirilen, Küçükkuyu’daki yağ imalathanesi idi ve bu imalathanede buharla çalışan makineler vardı. İlçede ilk büyük un fabrikası 1882 yılında kurulmuş, ancak yollarının yetersizliği sebebiyle uzun süre faaliyetten uzak kalmıştı.

Mutasarrıflıkta, el sanatları daha çok Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler tarafından uygulanmaktaydı. Nalbantlık, göçebe yaşayan çingenelerin mesleği idi. Mutasarrıflığın ticaret hayatı Kale-i Sultaniye’de (Çanakkale) yoğunlaşmıştı.Mutasarrıflık olarak Biga, idarî bakımdan 5 kazaya, 8 nahiyeye, 438 köye bölünmüştü. Biga’ya Dimetoka, Çan, Kara Biga nahiyeleri bağlıydı. Bu yüzyılda Biga’nın nüfusu 44 bin 738 kişi idi.

1883 yılında Biga Sancağı’na ait bazı çiftliklerde gerekli tahkikat yapılarak, buralara göçmen yerleştirilmesine karar verilmiş, ancak yerli halkla çıkan anlaşmazlık dolayısıyla Rüsdem Efendi görevlendirilmiştir. Göçmenler için Osmanlı Ovası’nda “Teşvikiye”, “Osmaniye” ve “Tevfikiye” adlı üç köy kurulmuş, aynı yıl Kafkasya’dan göç eden halk buralara yerleştirilmiştir. 1876-1881 tarihleri arasında Kale-i Sultaniye şehri, Biga Sancağı’nın merkezi idi. 1881 yılında Biga, Karasi vilayetine bağlanınca, şehir de Karasi Sancarjı’na bağlandı. Bu durum Karasi’nin Bursa vilayetine bağlanmasına kadar sürdü ve 1888 yılında şehir, tekrar Biga Mutasarrıflığına geçti. Mutasarrıflıkta bulunan dini otoriteler, Müslümanlar için müftü, kadı, naib ve imam, Ortodoks Rumlar, Bulgarlar, Gregoryen Ermeniler için kendi cemaatlerinden seçilen dinî liderlerdi. Biga, bugün Marmara bölgesinin Güney Marmara bölümünde, Çanakkale iline bağlı ilçedir.

Kocakum Yalısı Biga

Kocakum Yalısı Biga

Biga

Biga

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git