Birecik

BİRECİK
Asurilerin çivi yazılı kitabelerinde adı geçen “Til” (Tepe)  Bursip veya Masrip’in bugünkü Birecik’in bulunduğu yerde olması gerekir. Aramî Eti’lerin “Birtha”, Asurlular’ın “Karsulmanı Asaria”, Med ve Babiller‘in “Elbiria” adını verdikleri Birecik, tarihin ilk devirlerinden itibaren Fırat havzasındaki medeniyet ve yerleşme merkezlerinden biri olarak göze çarpar.Birecik Kalesi, eski çağların en önemli ticaret yolu olan ipek Yolu’nun üzerinde ve Fırat Nehri kenarında kurulmuş ticaret yollarına hakim bir kaledir. M.Ö. 2000 başlarında Hitit Federasyonu elinde bulunan şehir, Eti Mısır ve Mezopotamya devletleri ilişkilerinde önemli roller oynadı.

Tarihî bilgilere göre kale, M.Ö. 840 yılında Asurlular’ın baskınına uğradı.Birecik Nehri, ticaret önemi dolayısıyla zaman zaman Eti, Asur, Roma ve Araplar arasındaki çekişme ve savaşma alanlarına sahne olmuştur. Araplar tarafından 638 yılında feth edilen Birecik, kısa süre sonra Bizanslıların eline geçti. 788 yılında Harun Reşid tarafından Bizanslılardan geri alındı. Gazneliler’in, Dandanakan Savaşı’nda (1040) yenilmesinden sonra Büyük Selçuklu Devleti sınırlarına giren Birecik 1096 yılında yeniden Bizanslıların eline geçti. 1099’da Urfa kontu Baudouin tarafından zapt edilerek yarım yüzyıl Franklar’ın elinde kaldı. Bir ara Moğol ve Eyyûbî egemenliğinde kalan şehirde, iç kale, Memlûklar tarafından inşa edildi. Akkoyunlu ve Artukoğulları devletleri aralarında paylaşılmayan bu şehir, 1426 yılında tekrar Mısırlılar’ın eline geçti. 1517 yılına kadar Mısırlılar’ın elinde kaldı. Yavuz Sultan Selim‘in Mısır seferi dönüşünde Osmanlı topraklarına katıldı. 1535 yılında İranlılar, Urfa ve yöresine saldırırlarken Birecik‘i de topraklarına kattılarsa da, Kanunî Sultan Süleyman tarafından geri alındı.

Suriye ve Mezopotamya, Türk egemenliğinin altına geçtikten ve Türkler “Bira” halkı arasında sayıca üstünlük kazandıktan sonra, Arapça adın yerine,Türkçe”Birecik”adı geçti. Şehir, yakınlarında, Fırat’ın 45 kilometre batısında, Nizip civarında, 1839‘da meydana gelen Osmanlı  Mısır savaşının son meydan muharebesi ile ün kazandı.Serasker Hafız Paşa komutasındaki Türk Ordusu, Birecik’ten birkaç saat uzaklıkta, Fırat Nehri‘nin sağ sahilindeki tepelerde yer tuttu. O zaman Türk Ordusu yüzbaşı rütbesinde bulunan Mareşal Moltke‘nin önerileri dikkate alındı ve 24 Haziran’da meydana gelen çarpışmada, İbrahim Paşa kumandasında bulunan Mısırlılar’ın zaferi ile sonuçlandıysa da, 1841 Londra Antlaşmasıyla yeniden Osmanlılar’a verildi.

Birecik, Osmanlı Devleti’nde Urfa’ya bağlı en eski kazalardan biriydi. 1919 yılında İngilizler tarafından işgal edildi. Daha sonra 10 Şubat 1920‘de şehre giren Fransızlar’la savaş başladı ve 10 Temmuz 1920’de düşman Urfa‘ya çekilmek zorunda kaldı. Cumhuriyetin ilanından (1923) beri Urfa’ya bağlı bir ilçe olarak yönetilen Birecik’te, eldeki belgelerden 1800 yılında büyük bir kolera salgını baş gösterdiği anlaşılmıştır.

Birecik‘in en dikkati çeken tarihî yapılarından biri, kısmen doğa ve kısmen de insan eli ile yöreyle bağlantısı tümüyle kesilmiş, oval biçiminde ve yaklaşık 56 metre yüksekliğinde kireç taşından bir tepe üzerine yaptırılan ve bugün yıkık bir durumda bulunan kalesidir. Kalenin bulunduğu tepe, Fırat’ın hemen yanında ve nehrin dar kayalık vadilerinden çıkarak güneye doğru genişlemeye başladığı yerin biraz aşağısında bulunmaktadır.

Kale, 3 ve hatta 4 katlı, oldukça görkemli kemerlerden oluşmuş ve bunların büyük bir bölümü, bir çok etkin depremlere rağmen bugün bile sarsılmamıştır. Bazı bölümleri XIII. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Üzerinde 6 adet Arapça kitabe bulunmaktadır. Bunlardan en eskisi Mısır Memlük sultanlarından Bereket Han’a(1277-1279) ve en yenileri de sultan Kayıtbay‘a (1482-1483) aittir.XVI. yüzyılın ikinci yarısında Basra ve havalisini korumak için Birecik’te bir tersane kurulmuştur. XVIII. yüzyılda Fırat ve Dicle üzerinde çalışan ırmak gemileri, hafif bir filo oluştururdu. Bir ara Halep eyaletine de bağlı olan Birecik‘e 1862 yılında bir de telgraf binası yaptırılmıştır.İlçede bugün ayakta duran ve görülmeye değer tarihî yapılar şunlardır: Birecik Kalesi, Şah Cenabeddin Türbesi, Ulu Cami, Mahmud Paşa Camii ve Hamamı, Çarşı Camii, Kethüda Camii.

birecik barajı

birecik barajı

birecik köprüsü

birecik köprüsü

Birecik

Birecik

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git