Bozok

BOZOK (Bugün: Yozgat).

Yozgat ve çevresi çok eski çağlardan beri sürekli yerleşme merkezi olmuştur. Ancak, Yozgat‘ın kuruluşu yenidir. Yozgat’ın Antik Tavium’un yerinde geliştiği ileri sürülmüştür.

Yozgat sırasıyla, Hitit, Frigya, Lidya, Met, İskender, Kapadokya, Galat yönetimlerinde bulundu. Daha sonra Galat egemenliğine son veren Romalılar yöreyi kendi yönetimine aldılar. Roma’nın bölünmesi üzerine de Bizans egemenliği başladı. 1071 yılında yapılan Malazgird Savaşı’ndan sonra Danişmend Gazi’ye bırakılan Sivas iline bağlı olarak kaldı. Danişmendlilerin bakenti Kayseri’yi almaları üzerine de Kayseri’ye bağlandı. II. Kılıçarslan‘ın Danişmend egemenliğine son vermesi üzerine Yozgat çevresi, XII. yüzyıldan sonra Selçuk egemenliğine girdi. Daha sonra Kadı Burhaneddin’in 1393 yılında Akkoyunlu hükümdarı olan Osman Bey tarafından öldürülmesi üzerine Sivaslılar, ülkelerini Yıldırım Bayezid’e teslim ettiler. Yıldırım ileTimur arasında 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı’ndan sonra, bölge yeniden Osmanlı Devleti topraklarına Çelebi Mehmed tarafından bağlandı. Yavuz Sultan Selim, Çaldıran Savaşından dönüşte, Kayseri ve Bozok sancaklarını Dulkadirli beylerinden Şahsuvaroğlu Ali Bey‘e verdi.

XV. yüzyılda Kızılkoca oğullarının, XVI. yüzyılda ise mehdilik iddiasında bulunan Celâl’in, Baba Zünnü’nün yarattığı karışıklıklar devletin bu dönemde çok güçlü olması sebebiyle bastırılabildi. Ancak, devletin güçsüz devrinde ise Celâli isyanları özellikle yol güzergahı olan yerlerde yerleşmeyi güçleştirmiştir.1553 yılından itibaren Bozok Sancağı‘nın başında Murad, Ahmed, Memiş, İsa, Çerkez Haşan, Sunullah, İbrahim, Mamaluoğlu Ömer, Tokmak Hasanpaşazâde Ahmed gibi kişiler bulunmuştur. Daha sonra bölge Çapanoğullarının egemenliğine girdi.

İl merkezinin bulunduğu şehrin XV. yüzyılda Çapanoğulları tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Teke aşiretine bağlı olan bu topluluk, Güney Anadolu’ya gelerek Maraş Ayıntab dolaylarına yerleştiler. Bunların bir bölüğü Çopur veya Çapar Koca diye anılan Ömer Ağa’nın önderliğinde sürülerine iyi otlaklar arayarak Bozok yöresine geldiler. Önce Yozgat ile Yerköy arasında Sarayköyü’nü kurdular. Daha sonra da Yozgat’ın temelini attılar. O dönemde burası Bozok Sancağı‘nın Kızıl koca bucağına bağlı bir köydü. Bu köyün şehirleşmesi, Ömer Ağa‘nın oğlu Ahmed Paşa tarafından sağlandı. Daha sonra sırasıyla Mustafa Bey, Süleyman Bey Yozgat’ta valilik yaptılar. Süleyman Bey zamanında eşkıya ve aşiret yolsuzlukları önlendi. 1787 Osmanlı  Rus Savaşı’nda asker göndererek, İstanbul’un et ve zahire gereksinimini de sağladı.

Hacıların güvenle yolculuk etmeleri için Misis Köprüsü’nü yaptırdı. Ruslar tarafından Serasker Mustafa Paşa’nın pusuya düşürülmesiyle ordusunun zor duruma düşürülmesi karşısında asker toplayarak yardıma koştu. Napolon‘un Mısır kuşatması sırasında Nizam-ı Cedid’in kuruluşunda önemli hizmetleri oldu. 1813 yılında yine Süleyman Bey zamanında, Halep’te halkı rahatsız eden şakilerin 18 kadarını idam ettirdi. Süleyman Bey’in ölümü(1813) üzerine Yozgat bağımsız bir sancak olarak dahi bırakılmadı. Muhassıllığına Kayseri Sancağı Mutasarrıfı Maraşlı Ali Paşa atandı. Daha sonra tanzimata kadar Sivas eyaletinin 8 sancağından biri olarak Bozok Sancağı, tanzimattan sonra Ankara eyaletinin 5 sancağından biri oldu. Cumhuriyet’ten sonra TBMM’nin 25 Haziran 1927 tarihli ve 630 sayılı kararıyla adı Yozgat’a çevrildi.

Cumhuriyet‘ten önce, Bozok‘ta eğitim öğretim önce medrese ve mahalle mektepleri dışında yalnız il merkezinde bir orta öğretim yapılan okul bulunmaktaydı. 1858 yılında Bozok‘a bir Rüşdiye Okulu, 1892 yılında iki Rum mektebi yapılmıştır.

Arkeolojik yönden oldukça önemli bir bölge olan Bozok’un çevresinde yapılan arkeolojik araştırmalar sonunda, Boğazköy, Alişar, Alacahöyük, Çengeltepe kazıları yapılmış, bu kazı sonucunda bir çok yerleşim alanları, evler, mezarlar ve birçok yapı bulunmuştur. Bu yapılardan Sarıkaya (Terzili Hamam) Romalılara aittir. Bu hamamın kapı ve pencereleri şimdi de bellidir. Taşların üzeri sanat değeri son derece yüksek kabartma öküz başları, çeşitli resim ve mozaiklerle süslenmiştir.

Bozok Yaylası

Bozok Yaylası

Bozok, eski eserler yönünden de son derece zengin bir birikime sahiptir. Bu eserler arasında Anadolu mimari tarzını ve zerafetini yansıtan Çapanoğlu Camii‘nin özel bir yeri vardır.

Çapanoğlu Camii (Büyük Camii), Cumhuriyet Meydanı‘nda bulunmaktadır. 1779 yılında Çapanoğulları’ndan Vali Ahmed Paşa oğlu Bozok Valisi Mustafa Bey tarafından İç Cami ve ona ek olarak da kardeşi Bozok Valisi Süleyman Bey tarafından 1794 yılında Dış Cami yaptırıldı. Dış Cami’in boyalarıyla kurşunları 1901 yılında yabancı bir ustaya yaptırılmıştır.

Camiin taşları Kırşehir’in Şamallahhan, Zekere, Çağdeli, Çarma köyleriyle Bozok‘un Büyük nefes köyündeki eski harabelerden getirtilmiştir. Cami, bir avlu içinde inşa edilmiştir. Doğu ve batı yüzlerinde birer anıtsal kapısı bulunan çevre duvarları ile kuşatılmıştır. Doğuda camie bitişik türbeden başlayarak, avlunun güneydoğu, güney ve güney batı bölümleri sonradan yer yer demir parmaklıklarla çevrili bir hale dönüştürülmüştür. Camiin ilk bölümü asıl cami harirnidir. Plan bakımından ilk devir Osmanlı camilerinin tipini andırır. Dikdörtgen olan harim planının kuzey kısmı, iki büyük ayakla sınırlanmıştır. Geriye kayan büyük kare bölüm kocaman bir kubbe ile örtülüdür. Köşelerden yarım kubbe biçimli tromplarla bu kubbeye geçilmiştir.

Camiin bugünkü cümle kapısı, revakın kubbeli orta bölmesine açılır. Ayrıca bu yüzün doğu ve batı uçlarında birer yan kapı daha açılmıştır. Harimi, bol pencereleri, yüksek kubbesi ile ferah bir mekândır. Büyük kubbenin içi, sonradan yenilenmiş olan Barok üslûpta yaprak, çiçek, vazo motifleriyle süslenmiştir. Ana mekânda, devrinin en parlak temsilcileri olarak mihrap ve minber görülmektedir. Kıble duvarı dışında zarif prof illerle bir çıkıntı yapan mihrap nişi, içerde açık kahverengi, sarımsı beyaz ve yeşil mermer bloklarla örtülmüştür.Divanlı Köy Camii, IV. Mehmed zamanında Kaptan-ı Derya Mustafa Paşa tarafından H.1188 (1774) tarihinde yaptırılmıştır.

Bu camilerden başka Hoşyar Kadın Camii, Köseyusuflu Köyü Camii’nin de varlıkları bilinmektedir.Saat Kulesi, Cumhuriyet Meydanı‘ndadır. 1897 yılında Bozok Belediye Başkanı Ahmed Tevfikzâde tarafından yaptırılan eser, kesme taştandır. Şakır Usta’nın eseri olan bu yapının üzerinde herhangi bir yazıt yoktur. Kule 7 katlı ve 4 köşelidir. En üst katın dört yönünde birer saat ile üst kısmında büyük bir çan bulunmaktadır.

Çapanoğlu Sarayı, Bozok Hükümet Konağı’nın bitişiğinde, şimdi pazaryeri olarak kullanılan geniş alanın içinde yer alır. XVII. yüzyılın son yarısında Çapanoğlu Süleyman Bey taraf ından yaptırılmıştır. Birçok dairesi, çok değişik avlu ve bahçeleri bulunmaktaydı. Saray çok değerli eşyalarla da donatılmıştı. Saraydan günümüze bazı temel kalıntıları ile harem dairesi havuzlarından çevresi mermer döşeli iki havuz kalmıştır.

Şehirde, Selçuklular zamanında yapıldığı ileri sürülen Karamağara Köprüsü(Kesikköprü) ileYavuz Sultan Selim’in Mısır seferinde yaptırdığı söylenilen Kortak Suyu üzerindeki Karabıyık Köprüsüçevrede bulunan köprülerin en eskilerindendir.Bozok’daki medreseler Köseyusufoğlu Köyü Medresesi ile Demirli Medresesi’dir. Köseyusufoğlu Köyü Medresesi’nden günümüze yalnızca temel taşlarıyla, kütüphane binası kalmıştır. Demirli Medrese ise Çapanoğlu Ahmed Paşa tarafından Yozgat Palas Oteli’nin yerine yapılmıştır.

Bozok’taki başlıca türbeler:Çandır Kümbeti, Çapanoğlu Türbesi, Hayıraslan Kümbeti, Durali Baba, Görpeli Türbesi, Nöbeti Baba, Muşallim Kalesi Türbesi, Osmanlı Türbesi ve Şeyhlerin Türbesi’dir.Osman Paşa Tekkesi (Emirci Sultan Zaviyesi), Emirci Sultan tarafından Ziyaret Pazarı denilen yerde kurulmuştur. Kayseri ve Kırşehir’den Sivas ve Amasya’ya giden yollar üzerinde bir konak yeri olan zaviye XIII. ve XIV. yüzyıllarda oldukça parlak bir dönem yaşamıştır. Cumhuriyet döneminde (1925) zaviye tarihe karışmıştır.

Muşallim Kalesi:Selçuklu sultanlarından II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında yapıldığı(1236-1246) sanılan kalenin aşağısında Muşallim adlı küçük bir yerde yapıldığı, bir camiin avlu duvarında bulunan kitabeden anlaşılmaktadır. Günümüzde sadece harabesi kalan bu kale, etrafı dağlarla çevrilen ovanın doğu ve batısındaki her İki yakaya da hakimdir. Ovanın güneydoğu kıyısında kaleden aşağı yukarı 10 kilometre uzakta gümüş maden ocağı ile Akdağ bulunmaktadır.Kare şeklinde tek parça olduğu, demir bir kapısının bulunduğu, dış varoşunda bin kadar bağ ve bahçeli, kagir eski tarz Türk evlerinin bulunduğu Evliya Çelebi’nin “Seyahatnâmesi”nde belirtilmektedir.

bozok

bozok

bozok yozgat

bozok yozgat

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git