Çeşme

ÇEŞME(Eski adları: Cyssus, Dimos, Kissu, Kysus, Kasistis, Finikus, Stylarion, Krini)

Antik çağda Çeşme koyunda,.“Dimos Kissus”veya “Kasistis”, bir başka söyleşiye göre de “Finikus” adlı denizci yerleşim bölgeleri bulunurdu. Bölge, İonia’nın büyük kenti Erytrai’nin iskelesi durumundaydı. Roma devrinde imparatorluk donanması M.Ö. 190 yılında Antikhos lll‘ün donanmasını Çeşme önlerinde bozguna uğratarak Asya’nın fethine girişmiştir. Bizans devrinde Çeşme, sürekli bir ikamet bölgesi olmuştur. 1380 yılında Aydınoğlu İsa Bey, Çeşme’yi Bizanslılardan alarak, bir deniz üssü haline getirdi. Erytrai’nin başkenti Erythra’yı temelden yıkarak Kissus bucağına nakletti ve buraya, sahilde daha önce korsanlardan kaçarak koya sığınan gemiciler için yapılan çok sayıda çeşmeden dolayı“Çeşme” adını verdi.

Yıldırım Bayezid‘in Anadolu beyliklerini birer birer kendi topraklarına katmasıyla Çeşme de el değiştirdi. Ancak, Ankara Savaşı(1402), sonunda Timur tarafından Aydınoğulları’na geri verildi. Aydınoğulları Beyliği’nin ortadan kaldırılmasından sonra Osmanlı Devleti’ne bağlandı. Bundan kısa bir süre sonra Çeşme halkı, korsanların saldırısından korunmak amacıyla 3 kilometre uzaktaki verimli ve muhkem bir mevkie yerleştirilerek buraya “Çeşmeköy” adı verildi. I. Mehmed (1413-1421) devrinde Çeşme köy sakinlerinden Börklüce Mustafa adlı biri, Müslüman halkın başına geçerek padişahın hükümranlığına karşı çıktı ve kadınlardan başka her şey için müşterek mülkiyet hareketini başlattı. Kısa sürede Müslümanların yanı sıra Hristiyan halkın da desteğini sağlayarak, geniş bir ayaklanma hareketine dönüştürdü. Bunun üzerine Padişah Bayezid Paşa kumandasında bir orduyu Börklüce Mustafa’nın karşısına gönderdiyse de ordunun yenilmesi üzerine bu kez, Alibey‘i yeniden isyancıların üzerine gönderdi. Ali Bey de yenilerek, az sayıda askeri ile Manisa’ya sığınmak zorunda kaldı. Bunun üzerine padişah, Trakya bölgesinde büyük bir ordu toplayarak 12 yaşındaki oğlu Şehzade Murad’ı (II. Murad), isyanı bastırmakla görevlendirdi. Bunun üzerine isyan kanlı bir şekilde bastırıldı. Mustafa ile yandaşları, Karaburun’da yakalanarak Efes’e gönderildi. Burada idam edilerek ölüsü deve üzerinde dolaştırıldı.

Zamanla Çeşme Limanı’nın güvenliğinin sağlanmasıyla Çeşme köy halkı yeniden Çeşme koyuna yerleşmeye başladı. 1493 yılında Bağarası mevkiinde yabancılar için büyük bir han inşa edildi. 1821 yılında bu han, Sakız Adası’nda bulunan Rum esirler için hapishane olarak kullanılmıştır. 1494-1496 yılları arasında II. Bayezid devrinde ünlü Çeşme Kalesi yaptırıldı ve bu kaleye güvenlik amacıyla Çeşme köy’den gelen zengin Türkler yerleştirildi.

Çeşme halkının çoğu geçimini tarımla kazanırken, bir çok kişi de denizcilik ve ticaretle uğraşırdı. Bu durum, Çeşme halkının dış dünya ile sıkı ilişkilerde bulunabilmelerine sebep oldu ve bu yöre maddi ve manevi açıdan büyük gelişme gösterdi. Osmanlı donanmasının birçok askeri Çeşmeli idi. O devirde Ege Denizi’nde faaliyet gösteren Cezayir korsanlarına karşı mücadele ile görevlendirilmişlerdi.

1768-1775 yılları arasında, Osmanlı-Rus Savaşı’nda, 5-6 Temmuz 1770 tarihinde, Osmalı donanmasının yenilgisiyle sonuçlanan deniz savaşı, Çeşme önlerinde meydana geldi. Savaş,Osmanlı Devleti’nin, Lehistan’ı. Ruslar’a karşı koruması ve Rus Çariçesi II. Katerina’nın Osmanlı İmparatorluğumun parçalanarak Akdeniz’e inme siyaseti sonunda çıktı. Ruslar, Mora Rumlarını ayaklandırmak amacıyla Baltık Denizi’ndeki savaş gemilerini, Avrupa’yı dolaşarak Ege Denizi’ne gönderdi. İngiliz Amirali Elfinston ile İngiliz subayları da Rus donanmasına katıldı. 1770’de Cebeli tarık’a hareket eden Rus filosunun başında General Aleksi Orlov bulunmaktaydı. Ruslar’ın Akdeniz harekatının amacı, Çanakkale Boğazı’nı Osmanlı donanmasına kapatarak Akdeniz’deki bazı küçük adalara sahip olmaktı. Osmanlı-Rus donanmalarının Koyun Adaları Savaşı’nda (6 Temmuz 1770) kesin bir sonuç alınamadı. Rodos Sancak Beyi Cafer Bey, Çeşme Limanı’na sığınınca, diğer gemiler de onu takip ederek limana geldi.

Ancak, birkaç saat içinde bütün donanma mahvoldu.Çeşme, Osmanlılar döneminde önemli bir Rum yerleşme merkeziydi. Burada Rumların metropolitliği bulunmaktaydı. Metropolitliğin merkezi sayılan Çeşme’de çok sayıda kiliseler inşa edilmişti. Örneğin Çeşme’deki “Ayios Haralambos” Kilisesi, Anadolu’mun en görkemli kiliselerinden biriydi.

Burada yaşayan Rumlar, Yunanistan’da baş gösteren ayaklanmalara da zaman zaman katılmışlar, ilçe içerisinde de ayaklanmalar çıkarmışlardır. Örneğin 1822 yılında Çeşme halkından büyük bir bölümü Yunanistan isyanını desteklemek üzere ilçeden firar etmiştir. Bu durum üzerine Osmanlı hükümeti sert tedbirler alarak, firarilerden bir bölümünü yakalayarak idam etmiş, yakalanamayanların ise emlak, emval vesair varlıkları devletçe zapt edilmiştir.

Çeşme‘ye 5 kilometre uzaklıkta bulunan kaplıcaları, tarihten günümüze kadar önemini korumuştur. Osmanlı döneminde ılıca suları, şifalı özellikleri sebebiyle tanınırlardı. Yaz aylarında İzmir, Osmanlı takımadaları, Yunanistan ve Mısır’dan gelen hastalar için kalacak çok sayıda yer mevcuttu. Bu yerler iki üç ay öncesinden hastalar tarafından ayırtılırdı.İlçe için önemli bir gelir kaynağı olan Çeşme Limanı’nda XIX. yüzyıl sonunda 4 bin Türk liralık önemli bir gelir sağlanmıştı. 1891-1892 tarihleri arasında limanda toplam 182 bin 844 tonajında 2 bin 43 gemi yükleme ve boşaltma yapmıştır.

çeşme

çeşme

İlçeye bağlı Alaçatı kazası da tarım ve deniz taşımacılığına elverişli bir yerdi. Buraya 1878 yılında yedi yüz dönümlük, denizle kaplı bir araziye rıhtım yapılarak, denizden ayrılmak ve yukarıdan akmakta olan Unuh Çayı’nı da bir sed çekerek araziye akıtmak suretiyle tarım yapılır duruma getirmek isteyen Hacı Hamza adındaki şahsa Şûrây-ı Devlet Nafıa Dairesi’nce yerinde yapılan keşif üzerine çalışmanın yapılması için ruhsat verilmiştir. Yine XIX. yüzyılda reayanın zapt edilmiş mallarının kendilerine bırakılarak işletilmesi için izin verilmiştir. (1819).XIX. yüzyıl sonunda çağdaş ve modern bir kent görünümünde olan Çeşme’nin görünürde ne Antik Çağ, ne de Orta çağ ile bağlantısı yoktu. Limanı,eski Erythari Limanı’nın yerinde kurulmuştu.

XIX. yüzyıl sonunda yüz ölçümü 507 kilometrekare olan Çeşme kazasının toplam nüfusu, 28 bin 57 kişi idi. Kazanın merkezi, Sakız Boğazı’nın doğu yakasında Kastro kentinin 9 mil güneydoğusunda, İzmir‘in 70 kilometre batısında, Urla’nın 35 kilometre batısında kurulmuştu.İlçeye bağlı Ala çatı bucağının on üç köyü vardı.1840 yılında Çeşme kazası, Kuşadası kazasından ayrılarak, İzmir‘e bağlı bir kaza durumuna getirilmiş, 1865 yılında ise Çeşme, Ala çatı ve Karaburun kazaları bir idare altına alınarak kaza merkezi olmuştur (1865). 1883 yılında meydana gelen büyük bir depremde, ilçe halkının çoğunluğu evsiz ve açıkta kalmış, bunun üzerine hükümet faaliyete geçerek, açıkta kalan halka yardım etmiş ve barınmaları için gerekli önlemleri almıştır. (1884)

İlçede Osmanlı dönemi yapıları olarak Çeşme Kalesi ve Kanuni Kervansarayı en önemli eserlerdir.Çeşme Kalesi, II. Bayezid tarafından 1494-1496 yılları arasında yaptırılmıştır. Kasabanın ortasında bulunan kale, 1883 yılında onarım görmüş olup günümüze kadar varlığını korumuştur. Osmanlı donanması için bir üs olarak kullanılan kale halen müzedir.Kanunî Kervansarayı, ilçe merkezinde sahil kenarında Kanunî Sultan Süleyman tarafından Papuççuoğlu Ali’ye 1528 yılında yaptırılmıştır. Kareye yakın bir iç avlu etrafında sıralanan iki katlı revak ve odalarla, ön bölümde dışa açılan tek katlı dükkanlardan müteşekkil olan hanın içte, doğu bölümünde de ahırlar mevcuttur.

Evliya Çelebi, “Seyahatname”sinde bu kervansaraydan ayrıntılı olarak söz eder. Kervansaraya ait kitabe, bugün, ön cephe üzerinde, güneybatı köşesindeki kapı üzerinde yer almaktadır, iç kapı yıkılmış olduğundan buraya taşınmıştır. Bu kitabeden, kervan-sarayın 1528 yılında Kanunî Sultan Süleyman tarafından, Papuççuoğlu Ali’ye yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Kitabenin aslışudur: “Emere bilinsa-i haz-el -bina il- masun Sultan-ül berrive’l-bahri Sultan Süleyman ibn-i Sultan Selim fî târihi senete hamse ve selisin ve tisamiye amile âli ibn-i Papuççu.”Osmanlı döneminde Çeşme metropolitliğinin bünyesinde 75 mahalle kilisesi ve 300 şapel (küçük kilise) mevcuttu. Mevcut kiliselerden Aşağı Panayia Kilisesi 1896 yılında, Aya Yorgi Kilisesi 1903 yılında inşa edilmiş, Ala çatı nahiyesinde Ayios Konstantinos Rum Kilisesi 1901 yılında onarılmıştır.Çeşme, bugün Ege bölgesinde, İzmir iline bağlı ilçe merkezidir.

çeşme merkez

çeşme merkez

Çeşme Kalesi

Çeşme Kalesi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git