Ergani

ERGANİ(Eski adları: Osmaniye, Arghana, Argani).
Ergani’nin kaderi, İslam devrinde Diyarbekir’in kaderine bağlı kalmıştır. I. Selim‘in Çaldıran Zaferi’nden (1514) sonra, Ergani, İdris-i Bitlisi’nin delaleti ile Bıyıklı Mehmed Paşa’nın aldığı Diyarbekir bölgesi içinde, Diyarbekir eyaletine bağlı bir sancak haline getirildi. XVIII. yüzyılın başında, şarabın kullanılması ve alınıp satılması, şer’en yasak olduğu halde Ergani kazasından her cumartesi günü Diyarbekir’e ikişer üçer yük şarap satılıyordu. Bu durum Padişah emriyle yasaklanmıştır.

Diyarbekir Valisi Kurt İsmail Hakkı Paşa’nın yaptırdığı Harput Şosesi, bu şosenin Zülfikar Dağı eteğinde ve Hoşut Ovası’nın başından geçmesi sebebiyle Ergani halkının 1874-1914 arasında 40 yıl içinde şose üzerindeki Bavur köyüne geçmesine ve eski kasabanın ıssız kalmasına yol açmıştır. XIX. yüzyıl ortalarında Ergani Sancağı’nın merkezi, bakır madenlerinin işletilmesi dolayısıyla önem kazanan Maden kasabasına taşındı.XIX. yüzyılın sonunda Ergani Sancağı‘nın toplam nüfusu 134 bin 517 kişiydi.

XIX. yüzyılda sancak,  1 mutasarrıf, 3 kaymakam ve 11 müdür tarafından yönetilirdi. Sancağın, kazaların ve nahiyelerin merkezlerinde mutasarrıfın, kaymakam veya müdürün, kadının ve diğer başkanların ve her tarikatın ileri gelenlerinden kurulan bir komitenin denetimi altında çalışan bir de İdare Meclisi bulunurdu. Sancağa 1881 yılında Çermik nahiyesi de ilave edilerek, ayrı bir kaza oluşturulmuştur.

Ergani‘nin en büyük ünü hemen yakınındaki bakır madenleridir. Bakır işletmelerinde halk, büyük oranda çalışma alanı bulmuş, aynı zamanda bu sanayi yüzünden, şehir oldukça bayındır hale gelmiştir.

Bakır madeni, M.Ö. 2000 yıl önce de bilinip işletiliyordu. XII. yüzyıl başlarından itibaren Araplar tarafından İşletilmişti. Ergani Sancağı’nda bulunan maden yatakları biri Ergani merkez kazasından, diğeri Palu kazasından çıkarılmaktaydı. Eskiden beri işletilen maden daha modem usulde işlemlere tabi tutulmaya başlamış, 1840 yılında bir kalhane inşa edilmiştir. Bu madenler için Avrupa’dan mühendisler getirilerek, bunlara devletçe belirli bir maaş ödenmeye başlanılmıştır. (1843). Maden, tam olarak 1850 yılında devlet tarafından işletilmeye açılmış, bunun için bir mağara daha açılarak, kapasite artırılmıştır. Madende bulunan ham bakırlar, İstanbul’a gönderilirdi (1880), Serbest piyasaya ham bakırın satışı 1882 yılında başlatıldı ve aynı yıl bakır madeninin yönetimi hakkında yeni kararlar çıkarıldı.

Çıkarılan bakırın yurt dışına da satışına karar verilerek, Londra‘ya ihraç edilmeye de başlanıldı(1892). 20 bin ton bakır İngiltere’ye gönderilmek üzere maden ocağından İskenderun’a kadar nakli için gerekli görüşmeler yapılmıştır. Madenin civar illere taşınmasında ulaşım zorluklarıyla karşılaşıldığından 1867 yılında Ergani’de şose yol yapımına başlanılmıştır. 1875 yılında devlet tarafından madende iki izabe fırını inşa edilmiştir.

İlçe çok eski bir yerleşim merkezi olup, Doğu Anadolu kültürü içerisinde yoğrulmuştur. Ancak bugüne kadar, bir kalenin yıkıntıları gelebilmiştir.

Ergani Kalesi, Ergani yakınında, Kolat Dağı‘nın yamacında bulunur. Bugün bir yıkıntı halindedir. Kalenin kimin tarafından yapıldığına dair bir kayda rastlanmamıştır. Kale, Evliya Çelebi’nin “Seyahatnâmesi”nde de ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

Osmanlı dönemi yapıları olarak XIX. yüzyıl sonunda Ergani’de belediye konağı dışında 3 cami, 10 mescit, 3 Ermeni kilisesi, bir Protestan mabedi, 3 han, 3 hamam, 30 çeşme bulun-maktaydı. Bu yapılardan hükümet konağı, 1891 yılında inşa edilmiş, kiliselerden ikisi 1818 yılında onarılmış, diğer biri de 1873 yılında inşa edilmiştir.

Ergani, bugün Güneydoğu Anadolu’da Diyarbakır iline bağlı ilçe merkezidir.

ergani

ergani

Ergani Genel

Ergani Genel

Ergani Zülküf Peygamberin Makamı

Ergani Zülküf Peygamberin Makamı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git