Kağızman

KAĞIZMAN
Şehir, 1064 yılında Selçuklular tarafından fethedilerek Ani Şeddadîlerine bağlandı. Melikşah‘ın oğulları arasındaki savaşta, Sultan Berkyaruk’u tutan Artuklu İl Gazi, Gence hâkimi Sultan Tapar’a bağlı Ani Şeddadîleri üzerine yürürken, 1099’da, Şeddadlı Menuçehr (1064-1110) ile “Kağzuvan kasabası” önünde savaştılar. 1163-1207 yılları arasında bölge Ahlat Sokmanlarfna tâbi kaldı. 1206-1225‘te Ortodoks, Atabeglerine, 1225-1231‘de de Harezmşah’a geçti. 1239’da Cengizliler yönetiminde Ani’ye bağlanıp, 1356’ ya kadar böyle kaldı. Sulduzlu Boyu’ndan Todan oymağı, Kağızman’da yerleşti. Kağızman’ın batısındaki altın ve gümüş madenleri işletilip, buranın Zaraphane Köyü’nde para kesilmiştir. Sırasıyla 1374’te Karakoyunlu, 1386’da Timur, 1405’te yine Karakoyunlu, 1468′ de Akkoyunlu egemenliğine girdi. Kağızmanlı Hüseyin Bey, Akkoyunlu Sultan Yakub’un sayılı emirlerindendi.

Şehir 1534’te Osmanlılara geçti. 1579’da Kars eyaletine bağlandı. Kanuni’nin Kağızman’da yaptırdığı Süleyman Han Camii 1664 Ağrı depreminde yıkılmıştır. Osmanlılar, 1579’da Keçivan (Ariegera) Kalesi’ni onarıp, Çarşı Mahallesi’nde de şimdiki Kağızman Kalesi’ni taştan yaptılar. Burada altın ve gümüş madenleri de işletilmekteydi. I. Mahmud adına Kars’ta kesilen gümüş akçaların madeni ve Kağızman’dan çıkartılmaktaydı.

Evliya Çelebi, 1646’da, sancak merkezi Kağızman‘ı şöyle anlatır: Bağ ve bahçeleri ile 700 evli Süleyman Han Camii île başkaca camileri, hanı, hamamı, küçük çarşısı, 30 çerisi,150 akça güniükiü kadısı, alaybeyisi, çeribaşısı, batısındaki Ulu Tuzla’dan maaşını alan dizdar ve 380 kale eri vardı. Eşsiz değîrmenîaşîarı, İran ile Erzurum’a gönderildi. Dağlarından, cerrahların merhem yaptığı viretaşı, kuyumcular borası(pastası), berber bileğisi, süngertaşı(ponza taşı) ile iki yerde altın ve gümüş madenleri bulunurdu. Kağızman Tuzlası’ndaki tuz gözü denilen büyük kristal tuzladan, yeşil ve kızıl mermerlerden eskiden biblolar yapılırdı. Tadı ve kokusu nefis balı, 1877 felaketine değin İstanbul Sarayı’na, sonra da çarlar için Petersburg’a gönderilirdi.”

Şahbudak Dağı‘ndâki sekiz köşeli Gümüşlü Kümbet’in Karakoyunlu eseri olduğu sanılmaktadır. Çarlık esaretinde bile, her cuma türbedarı tarafın-dan kapısına albayrak asılan Hacı Kağızman Türbesi ünlüdür. Kaza 1820 yılında yağmalanmış, 1828’deki iik Rus işgalinde Türk halkından çoğu göçmüş, Keçivan Kalesi topla yıkılmıştır. Son Rus işgaline 6 Mayıs 1877‘de uğrayan Kağızman, 1878’de askerî sancak olarak Kars’a bağlandı. Göçen Türk halkı yerine Ermeni, Rum ve Rus köylüleri yerleştirildi. Kasabada 400 şehit vererek 8 Nisan 1918’de kurtulan Kağızman, Mondros Mütarekesi ile Türk Ordusu çekilince, 26 Kasım 1918 Kars Kongresi’ne katılarak, Milli islâm Şûrâsı’nın Sancak Şubesi’ni kurup örgütlenmiştir. Nisan 1919 sonunda ingilizler, burayı da Ermenilere peşkeş çekince, Kağızmanlı Ali Rıza Ataman’ın Ortakale Köyü’ndeki Millî Şûra Şubesi ve milisleri, Ermenilere karşı durup XV. Kolordu ilerlerken, 5 Ekim 1920’de kasabayı kurtarmıştır.Kağızman, bugün Doğu Anadolu bölgesinin Erzurum – Kars bölümünde, Kars iline bağlı ilçe merkezi, küçük şehirdir.

kağızman dağları

kağızman dağları

kağızman

kağızman

Kagizman çarşısı

Kagizman çarşısı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git