Karaman

KARAMAN(Eski adı: Uranda).

Tarihin ilk çağlarından itibaren Anadolu’yu Çukurova ve güneye bağlayan ticarî yollardan en önemlisi Karaman ovasından geçmekteydi. Gerek bu ticarî yol, gerekse geniş ovası, insanlar için önemli bir yerleşim merkezi olmasını sağladı. İlk çağlarda durumu karanlık olan Karaman, Hititler devrinde Arzava adlı yarı bağımsız bir devletin sınırları içinde ve ona bağımlı kaldı. M.Ö. VII. yüz yılda Frig‘lerin, VI. yüzyılda Lidyalılar’ın istilasına uğrayan şehir, VI. yüz yıl sonunda Pers egemenliğine girdi. Klâsik devirlerde Lykaonia bölgesinde Laranda olarak bilinen şehir, Büyük İskender’in haleflerinden Perdikkas ve Filippos’un M.Ö. 322 yıllarında talan ve tahribatına uğradı. Roma devrinde, mahallî krallardan Derbe hakimi Antipatros’un yönetimine girdi. Bizans çağında ise, Hristiyanlığın önemli şehirleri arasında yer aldı. Özellikle Karadağ üzerinde bulunan Barata şehrinde IV. ile IX. yüzyıllardan pek çok kilise yapılmıştır. Şehir VII. ve IX. yüzyıllarda Arap orduları tarafından birkaç kez işgal edildiyse de, Selçuklular devrine kadar Bizans egemenliği altında kaldı. Anadolu’nun Selçuklu Türkleri tarafından fethinden sonra, Danişmendoğullarının eline geçen şehir, 1165 yılında II. Kılıçarslan tarafından Selçuklu Devleti’ne bağlandı. III. Haçlı Sefer sırasında Alman imparatoru I. Friedrich Barbarossa, 1190 yılı Mayıs ayında geçici olarak şehre girdi ve kısa bir süre burada kaldı. Selçuklular döneminde imar edilerek XII. yüzyılda kalesi onarıldı. Ancak daha sonraki yıllarda yapılan savaşlar sebebiyle bu eserler tahrip oldu.

Karaman, 1256-1487 yılları arasında yaklaşık olarak 230 yıl kadar Karaman Beyliği hakimiyetinde kaldı ve Anadolu kentinin en uzun süre ayakta tutulabilen beyliğin başkenti oldu. Karaman Beyliği devrinde en parlak günlerini yaşayan Laranda, 1467 yılında Fatih Sultan Mehmed’in Karaman’ı Osmanlı topraklarına katmasına rağmen beyliğin egemenliği 1487 yılına kadar sürdü. Daha sonra Osmanlı yönetiminde eski günlerine dönemedi.

Osmanlı döneminde Karamanlıların topraklarına dahil bulunan bölgeye Karaman vilayeti denildi. Başta Konya olmak üzere, Karaman (Laranda), Seydişehir, Bozkır, Beyşehri, Akşehir, Ilgın, Niğde, Ulukışla, Develi, Karahisar, Ürgün, Ereğli, Aksaray, Koçhisar‘vilayet ve kazalarını kapsayan bölge, II. Bayezid devrinde, sahil kısmı İçel (sancak) ve merkezi Konya olmak üzere “hariç” denilen iki kısımdan ibaret bir vilayet haline getirildi. (1483). Daha sonra İçel Sancağı bu vilayetten ayrıldı. XVII. yüzyılda Kırşehir ve Kayseri, Karaman vilayetine katıldı. 1861’deki idari ıslahattan sonra Konya vilayeti adını aldı.

Karaman Kalesi

Karaman Kalesi

Kazaya, 1890 yılında göçmenler getirtilerek yerleştirildiler ve bunların kurdukları köye “Hamidiye”, 1911 yılında kazaya bağlı Sarıkaya mevkiine Sarı keçiler aşireti yerleştirildi ve bunların kurdukları köye de “Feyzü-ür Reşad” adı verilmiştir.

Bugün Karaman çevresinde pek çok büyük ve ören yeri bulunmaktadır. Daha sonraları ise, ilçeye Selçuk ve Osmanlı dönemi birçok yapılar inşa edilmiştir.

Karaman Kalesi, bir höyük üzerinde, irili ufaklı ve değişik biçimli dokuz burcuyla inşa edilen iç kalenin, ilk yapılış tarihi çok eskiye uzanır. Burçların, tabana doğru etek biçiminde genişleyen ve üst bölümdekilere göre daha koyu renkli görünün taşlarla örtülü alt kapısı muhtemelen XIV. hatta XIII. yüzyıldan kalmadır. Köşelerini silindirik veya prizmatik biçimde büyük burçların oluşturduğu iç kalenin, düzgün olmayan dörtgen bir planı vardır.

Saadeddin Ali Bey Mescidi, 1247 yılında II. Keykâvus‘un hükümdarlığı sırasında, Ebu Bekr oğlu Saadeddin Ali Bey tarafından yaptırılmıştır. Tamamen kesme taştan yapılan tek kubbeli mescit, Hastane Caddesi üzerinde,Hatuniye Medresesi’nin batısında yer alır.

Ağa Camii, Dapucak Mahallesi, Dahhak Sokağı’nda yer alan, yüksek minareli, dört sütunlu, enine iki sahınlı plan arz eden bir yapıdır. Üstü düz ve kiremit çatılıdır. Mihrabı mermerden, minberi Ak Karaman taşındandır. Yapım tarihiyle ilgili kitabesi bulunamamıştır. Yapının kesme taştan yapılmış minaresi dikkat çekicidir. Kare formlu kürsü üzerindeki papuç, soğan bi-çimindedir.

Aktekke Camii, 1370 yılında yaptırılmıştır. Tümüyle kesme taştan, pandantifler üzerine oturan merkezî büyük tek kubbeli, yüksek minareli yapıdır. Son cemaat yerini iki mermer sütunun ve ayn duvarların üzerine dayanan üç kubbe örter. Kapısının mermer söveleri üzerine iki renkli mermerden bir kemer yapılmış, bunun üst tarafında bir mevievî sikkesi işlenmiştir. Merkezî kubbenin altında 17 pencere cami içini aydınlatır. Kubbe göbeği ve eteği, pencere üstleri bitkisel süs dekorludur. Mihrabının içi stalaktitlidir. Camiin karşısında kesme taştan yapılmış, yanyana derviş hücreleri yer alır. Yapının güney ve batı tarafı mezarlıktır.

Araboğlu Camii, Tapucak Mahallesi’nde yer alır. 1374-1420 yılları arasında inşa edilmiştir. Kare payeler üzerine düz çatı ile örtülü, enine küfe tipi plan arz eden kısa minareli bir yapıdır.

Boyalı Kadı(PirAhmed) Camii, Hisar Mahallesi, Hisar Sokak’ta yer alır Son cemaat yerini örten üç küçük kubbesi ve merkezî büyük kubbesi çöktüğü için, kubbelerin yerine düz toprak dam yapılmış, daha sonra kiremitle örtülmüştür. Çöken kubbesinin pandantifleri dilimlidir.

Çelebi Mescidi, Gazi Dükkan Mahallesi’nde yer alır. XIV. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen yapı, kesme taştan, merkezî planlı tek kubbeli bir yapıdır. Yapının içine, mermerden çerçeve içine alınmış basık kemerli kapıdan girilir. Tuğladan olan kubbesinde, dört köşede beşer dilimli pandantiflerle kubbeye geçiş sağlanmıştır.

Dikbasan Camii, Gazi Dükkân Mahallesi’ndedir. Mihrap duvarına yerleştirilen çini levha üzerinde 1436 tarihi yazılıdır. Enine dört sahınlı küfe tipi planlı bir yapıdır. Kuzeyinde bulunan medresesi tümüyle yıkılmıştır. Yapının kuzey ve güney duvarları kesme taştan yapılmış, diğer iki duvar, taş üzerine kerpiçle çıkılmıştır.

Hacı Beyler Camii, Külhan Mahallesi’nde, Artekke Camii’nin karşısında-dır. Kapısının sağ tarafındaki kitabeden 1356 yılında inşa edildiği yazılı olan yapı, küfe tipinde, enine üç sahınlı, payeler üzerine oturan kiremit çatı ile örtülüdür.

Karabaş Veli Külliyesi, Siyaser Veli Camii, Siyaser Mahallesi’nde bulunur. Kesme taştan cami, tekke, imaret ve türbeden meydana gelen iki bölümlü bir yapıdır. Soldaki birinci bölüm olan cami, üç sıra halindeki kemerli payeler üzerine oturan düz damlıdır.Giriş kapısının üzerinde II. Abdülhamid‘e ait bir tuğra vardır. Camiin kuzey duvarına bitişik imaret bölümü, tonozlarla örtülü üç eyvanlı, merkezî büyük kubbeli bir yapıdır. Burada kubbeye geçiş dıştan; sekizgen tambur “kasnak” içten, Selçuklu üçgenleri ile sağlanmıştır. Mekânın tam ortasında on iki kenarlı şadırvan yer alır.

Şeyh Ali Sultan Mescidi, Çeltek Mahallesi’nde yer alır. Kesme taştan, kare plan üzerine merkezî tek kubbeli bir yapıdır. Kuzeyinde elli odalı bir medrese yer almaktaydı. Yapıda içten kubbeye geçiş Selçuklu üçgenleri ile sağlanmış, kare mekanla kubbe arasında kasnak sekizgen olarak yapılmıştır.

Yunus Emre Camii, Kirişçi Mahallesi’nde yer alır. Kesme taştan, merkezî kubbeli bir yapıdır. Yapının son cemaat yerinde, dört paye üzerinde, ortada oval, yanlarda yuvarlak kubbeler yer alır.

Alâaddin Bey Türbesi, orta kalenin dışında, Emedek yolu üzerindedir. Onikigen planlı, içten kubbe, dıştan dilimli külah ile örtülüdür. İç duvarları I metre yüksekliğine kadar çinilerle kaplıydı.

Canbazkadı TürbesirFenari Mahallesi’nde, II. İbrahim Bey’in bir yakınına ait türbedir. Tümüyle kesme taştan inşa edilmiş, kare biçiminde dört duvar üzerinde, sekizgen tambur “kasnak”tan sonra yuvarlar taş kubbesi yer alır.

Demir Gömlek Türbesi, Koçakdede Mahallesi’ndedir. Sekizgen planlı ve kubbeli bir yapı olan türbe, kesme taştan Karamanoğulları’nın son emirlerinden Ernnüddin Bey adına yapılmıştır.

İbrahim Bey Türbesi, İbrahim Bey imaretinin sağ duvarına bitişik olarak yapılmıştır. Tamamen kesme taştan, dört köşe kaide üzerine sekizgen tamburla yükselen, üzeri piramid çatı ile örtülü bir yapıdır. Türbenin içinde ortada İbrahim Bey, sağda Kasım Bey, solda Alâaddin Bey’in alçıdan lahitleri bulunur.

Kara Halil Türbesi, Abbas Mahallesi’nde olup, Karamanoğlu II. İbrahim Bey‘in baş kadısı olan Kara Halil adına 1409 yılında yapılmıştır. Kesme taştan yapılan kare formlu, alt duvarları köşelerde kesilerek stalaktitlerle süslenmiş, külahla alt gövdenin arası sekizgen planlı yapılmıştır.

Karabaş Veli Türbesi, Karabaş Veli Külliyesi arkasındadır. Sekizgen planlı olarak tamamen kesme taştan yapılmıştır. Karabaş Veli Külliyesi’ne adını veren Alâaddin Ali‘ye ait 1465 tarihli baklava biçimindeki mezar taşı ile yine aynı şekle sahip Alaaddin Ali’nin oğlu Şeyh Nureddin‘e ait mezar taşları Karaman Müzesi’ndedir.

Kızlar Türbesi, Karaman Mezarlığı içinde yer alır. Sekizgen planlı ve üst örtüsü kubbelidir. Karamanoğlu İshak Bey’in kızı adına yapılan yapı, tümüyle kesme taştandır.

Emir Musa Medresesi, kapalı avlulu tipte, sağında ve solunda yer alan revakların arkasında dörder odası bulunan, Kıble tarafında bir eyvanlı medrese idi. 1894 yılında onarım gören yapı, 1927 yılında yıktırılmış olup, zamanımıza bazı kalıntıları kalmıştır.

Hatuniye Nefise Sultan Medresesi, Hastahane Caddesi üzerinde yer alır. Osmanlı Sultanı Murad Hüdavendigar’ın kızı, Karamanoğlu Alâaddin Bey’in karısı Nefise Sultan tarafından 1382 yılında yaptırılmıştır. Yapı, kapalı avlulu, tek eyvanlı, avlusunun sağında, solunda öğrenci hücreleri ve revakları bulunur. Binanın sanat değeri bakımından en dikkat çekici bölümü anıtsal portaldir. Mor ve beyaz mermerden kilitleme tekniğinde yapılan basık bir kemerden içeri girilir. Avlunun ortasında dikdörtgen biçiminde bir havuz yer alır.

Yapının solundaki kubbeli türbe odasının içi duvar boyunca çinilerle kaplı idi. Türbe ve Medrese 1895 yılında onarım görmüştür.

İbrahim Bey İmareti, imaret Mahallesi’nde yer alır. Kitabesine göre Karamanoğlu II. İbrahim Bey tarafından mescit, tabhane, şifa yurdu, medrese ve aşevinden oluşan bir külliye halinde 1433 yılında yaptırılmıştır. Bitişiğinde türbesi, kuzeyinde çeşmesi yer alır. Yapı, kesme taştan, merkezî kubbeli, kapalı avlulu, iki katlı bir yapıdır. İbrahim Bey imareti’nin muhteşem çinili mihrabı İstanbul’a getirilerek Çinili Köşk’te odalardan birinin duvarına monte edilmiştir.

Hatun Hamamı, Hisar Mahallesi’nde, Pir Ahmed Camii yanındadır. Kesme taştan yapılan yapının toprak üstünde sadece bir mekânına ait üç sivri kemerli tonozu görülür.

Lal Hamamı, Gazi Dükkân Mahallesi’ndedir. Kısmen kesme taştan inşa edilmiştir. Ilıklık kısmında taştan bir fıskiyesi vardır. Sıcaklık kısmında göbek taşı, iki açık, iki kapalı yıkanma yeri mevcuttur.

Seki Çeşme Hamamı’nın yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte büyük bir ihtimalle II. İbrahim Bey tarafından İnşa edilmiştir. Erkek ve kadınlar bölümü olarak iki kısımdan ibarettir. Hamam dışarda, doğu tarafında iki payanda ile desteklenmiştir. Toprak damlı küçük bir giriş mekanından sonra merkezî kubbeli soyunma yerine geçilir.

Süleyman Bey Hamamı, Aktekke Camii doğusunda yer alır. Karamanoğlu Emir Seyfeddin Süleyman Bey devrine ait olduğu ve XIV. yüzyılın ortalarında yapıldığı tahmin edilen yapı, düzgün kesme taştan inşa edilmiştir. Kubbesi taş kaplamadır. Merkezî kubbenin altında şadırvanı yer alır.

karaman köyü

karaman köyü

Yeni Hamam, Tapucak Mahallesi’nde, Hapishane Kilisesi’nin yanındadır. Tamamen kesme taştan inşa edilmiştir. Soğukluk bölümünün ortasında beton bir havuz ve yanlarda soyunma yerleri bulunur. Sıcaklık kısmında ortada göbek taşı ile yedi açık, dört kapalı yıkanma yeri mevcuttur.

İbrahim Bey Çeşmesi (imaret Çeşmesi), imaret Mahallesi’nde 1433 yılında inşa edilmiştir. II. İbrahim Bey İmareti’nin karşısında yer alır. Kesme taştan, sivri kemerli derin bir niş halinde üzeri bitkisel ağ süslemeyle dekore edilmiştir.

Yukarıda açıklamaya çalıştığımız yapılar Karaman devrine ait yapılardı, buraya Osmanlı döneminde de birçok yapı inşa edilmiştir.

Bunlar:
Nuh Paşa Camii, Kocakdede Mahallesi’ndedir. Kesme taştan, son cemaat yerinde üç küçük kubbesi bulunan, merkezî büyük kubbeli bir yapıdır.

Yeni Minare Camiî, Ahi Osman Mahallesi’nde olup, Cambazzade Kadı Abdurrahman Efendi tarafından 1552 yılında yaptırılmıştır. Tamamen kesme taştan, merkezî büyük kubbeli bir yapıdır. Merkezî kubbeye geçiş dıştan sekizgen tambur, içten Selçuk üçgenleri ile sağlanmıştır.

İlçede, birçok tarihî evler de günümüze kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Karaman‘da XVIII. ve XIX. yüzyıllara ait çok sayıda çeşme bulunmaktaydı. Bunlardan önemlileri Halil Efendi Çeşmesi, Hamam Çeşmesi ve Hoca Mahmud Çeşmesi’dir.

İlçe merkezi dışında Karadağ üzerinde özellikle Maden şehir (Maderşar) ile Değle’de eski Hristiyan yerleşmelerine ait yapılar ve bu arada kiliseler vardır. Buraya topluca “Binbirkilise” denilmektedir. Karaman ilçesine bağlı şu yerleşme yerlerinde ilgi çekici değerli camiler vardır. Ilisra köyünde, ahşap direkli bir cami. Direk başlıkları stalaktit biçiminde işlenmiştir. Gaferyat köyündeki çinili mihrap da, çok değerlidir.

Karaman’da H. 772 (1370) tarihli Mader-i Mevlâna (Mevlanâ ‘nın annesi Mümine Hatun) için yapılan zaviye, kısmen Osmanlı dönemi eseridir, içinde derviş hücreleri ile türbenin bulunduğu yapının bir bölümü bugün camidir.Karaman, bugün Konya,iline bağlı ilçe merkezidir.

Karaman Köprüsü

Karaman Köprüsü

Karaman merkez

Karaman merkez

karaman

karaman

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git