Bartın

BARTIN (Eski adı: Parthenis Parthenios, Bartinî, Onikidivan, Nehr-i Bartın İskelesi).

Özellikle Amasra yerleşim bölgelerinin 3 bin yıllık bir tarih yaşamları bulunmaktadır. Bartın adını, “Parthenios” adlı ırmaktan alır. Parthenios mitolojide, Sular Tanrısı’dır. Kelimenin Yunanca anlamı“Genç bakire” olup Tanrıça Athena’nın bir sıfatıdır. Bu sebeple Athena kültürünün çok eski çağlarda buraya yerleştiği sanılmaktadır, ilk çağda başta Fenikeliler olmak üzere Miletoslu ve Megaralı gemiciler tarafından Zonguldak kıyılarında kurulan ilk siteler(polis),şehirler şu adları taşıyordu: Herakleia, Tleion, Parthenios, Sesamos, Kromna, Kytoros, Herakleia, bölgenin en büyük merkezi durumundaydı. M.Ö. VII. yüzyılda Kimme akıncıları tarafından yağmalanan şehir, daha sonra Lidya ve Pers egemen ligine girdi. M.Ö. IV. yüzyılın son çeyreğinde burası Büyük İskender‘in itaati altına giren şehirler arasında yer aldı. Şehir, Romalılar tarafından asker ve ekonomik sebebiyle önem kazandı.

Bölge, ilk kez 798-799 yıllarında Abdülmelik komutasındaki Müslüman akınlarına hedef oldu. Yörede görülen ilk Türk komutanı Kutalmış oğlu Süleyman Bey’in emrindeki Emir Kara Tigin idi. 1084’te Eflani‘yi zapt ederek, Ulus, Bartın, Devrek üzerinden kıyıya indi. 1118-1143 yıllarında yeniden Bizans topraklarına katıldı ve kıyı müstahkem mevkileri birer üs olarak takviye edildi. Şehirde, XIII. yüzyıldan itibaren Selçuklu akınları görülür. Son Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud (1283-1298) zamanında Bartın, Arıt çayları vadileri de Çandaroğulları Beyliği’nin sınırları içindeydi.

Yıldırım Bayezid (1389-1402), 1395’de Bartın‘ı Çandaroğullarından alarak kendi topraklarına kattı. Amastris’te ise halk çekilmiş, kalede görevlilerden ve Ermeni tüccarlarından başka kimse kalmamıştı. Kiliselerin kapanması ile Amastris Piskoposluğu da son buldu. Bu dönemde Bartın, bir yandan kereste alıcılarının,diğer yandan iyi at müşterilerinin uğradığı bir panayır havasındaydı. Taraklıborlu ve Bartın çevrelerinde en iyi cins doğan ye şahin yetiştirilip, av için Cenevizliler eliyle Avrupa’ya ihraç ediliyordu. Bütün çevre Osmanlı topraklarına katılmasına rağmen, yalnız Amasra Osmanlı yönetimi dışındaydı ki, burası da Fatih Sultan Mehmed tarafından 1460’da fethedildi.

bartın kumluca

bartın kumluca

Kanunî devrinden itibaren On iki divan (Bartın), Amastri kadılarına gönderilen sayısız ferman günümüzde arşiv belgeleri arasında bulunmaktadır. Belgelerin çoğunda Bartın’ın adı“Nehr-i Bartın İskelesi” olup, çevresiyle birlikte “On iki divan Kadılığı” diye anılmaktadır.Bartın Boğazı’nda ve Amastri limanlarında yüzyıllar boyu Haliç Tersanesi’nin küçük çaptaki gemi siparişleri yapılmıştır. Teknelerin, ayan ve mütegallibelere ihale suretiyle yaptırıldığı, bu yüzden halkın zarar ve haksızlık gördüğü, şikâyet belgelerinden anlaşılmaktadır.

XVIII. yüzyıl başlarında Bartın’ın başlıca özelliği, pazarcılıktı. XIX. yüzyıl başlarında Bartın’ın yönetimi, Ereğli ayanı Hacı İsmailoğlu’na bırakılmıştır. Hacı İsmailoğlu aynı zamanda kıyının ünlü ve zengin bir armatörü olarak çevrede yelken gemiciliğinin ilerlemesine büyük katkıda bulunmuştur. 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması ve 1827 Navarin yenilgisi, Hacı İsmailoğlu’ndan önce halka zulmeden voyvodaları yeniden harekete geçirdi. Amasra ayanı İbiş Ağa ve diğerleri yöreyi ataşe ve kana boğdular.

1839‘da yeniden oluşturulan Viranşehir Sancağı, Bolu ile Amasra arasında kalan bölgeyi içine alacak şekilde geniş tutuldu. 1869’da Bartın, Bolu Mutasarrıf lığı’na, Amasra Bartın’a bağlandı. XIX. yüzyıl sonunda kazada devlet tarafından işletilen üç ormanın toplam yüz ölçümü 425 kilometrekare idi. 1869 yılında kasabanın su sorunu çözümlenmiştir. Kasım 1869’da şehre getirilen su, çeşitli yerlere konulan çeşmeler aracılığıyla halka ulaştırılmaktadır.İlçenin ekonomisinde büyük bir yeri olan kömür, 1843 yılında çıkarılmaya başlandı.

XIX. yüzyıl sonunda, kazada 4’ü medrese, biri ortaokul, 62’si sıbyan mektebi olmak üzere toplam 67 okul vardı. Bu okullardan Amasra’da olanın Receboğlu Ömer tarafından 1847 yılında, Bartın’da olan iki mektebin ise 1868 ve 1907 yıllarında yaptırıldığını Hazine-i Evrak belgeleri kanıtlamaktadır.XIX. yüzyıl sonunda Kastamonu vilayeti Bolu Sancağı’na bağlı bir kaza olan ve Amasra adlı bir nahiyesi ile 58 köyü bulunan Bartın’ın toplam nüfusu 52 bin 319 kişiydi. İlçe merkezinin nüfusu ise 8 bin 677 kişiydi.Bartın, özellikle Amasra, zengin arkeolojik kaynaklara sahiptir.

Osmanlı imparatorluğu zamanında Bartın’da yaşayan Rum milleti için 1868 yılında Aya Nikolaos adlı bir kilise yapılmış, ayrıca harap durumda olan bir kilise de yeniden inşa edilmiştir.(1869).Bartın’da altı cami (Arap Camii, Orta Cami, Aşağı Cami, Kemerköprü Camii, Hacı Mehmed Camii ve Yukarı Cami) ve dört mescit bulunmaktadır.Arap Camii, Mustafa Ağa adlı biri tarafından yapılmış olup, yapım yılı bi-linmemektedir. Minaresi tuğla ile yapılmış ve üzeri sıvanmıştır.Aşağı Cami, 1913 yılında yaptırılmış olup, tavanı ahşap kubbelidir.

Minaresi diğer camilere oranla en zarif ve en uzun olanıdır. 72 basamakla minareye çıkılır. 1968 yılındaki depremde şerefeye kadar olan bölüm yıkılmışsa da yeniden onarılmıştır.
Hacı Mehmed Camii, minaresiz olarak yapılmış olup yapım yılı bilinmemektedir. 1898 yılında yanmış, Hacı Mehmed’in torunu Mustafa Faik tarafından yeniden yaptırılmıştır. Daha sonrada Bartınlı Ahmetçik adlı bir kişi tarafından iki şerefeli bir minare eklenmiştir.

Kemerköprü Camii, Kemerköprü’ye yakın bir yerde yaptırılmıştır. 1878 yılında selden yıkılmış, aynı yıl halkın yardımıyla yeniden inşa edilmeye başlanmış ve 1893 yılında minareli kârgir bir cami halinde ibadete açılmıştır.Orta Cami, Mustafa Yahya Ağa tarafından yaptırılmıştır. 1846 ve 1897 yıllarında yangınlarla harap olmuş, halkın katkısıyla yeniden kargir olarak inşa edilmiştir.Halen Bartın’da iki tarihî hamam bulunmaktadır. Bunlar, Kent Hamamı ve Sornaklıoğlu Hamamı’dır. Bugün yalnız Kent Hamamı çalışır durumdadır.

Kent Hamamı, 1747 yılında Çalıkoğlu İbrahim Ağa tarafından kentin merkezî yerinden, Asma’ya giden yol üzerinde yaptırılmıştır. Giriş mahalline alçak üç taş basamaklı zeminle inilmekte, burada kesme taş döşeli geniş bir yerle, ortada mermerden fıskiyeli bir havuz bulunmaktadır. Havuzun çatısındaki yerde iç içe iki ahşap kapıdan halvete girilir. Halvet bölümü geniş olup bir oda, on bir köşeli göbek taşı bulunmaktadır. Tavan bölümü kubbelidir. Sornaklıoğlu Hamamı, 1883 yılında Sornaklıoğlu Hacı Mustafa tarafından yaptırılmıştır. Kemer köprü’nün kente giriş bölümünde, yolun sağındadır.

1936 yılında Filyos Zonguldak demir yolu yapılana kadar geçen süre içinde bir transit ticaret merkezi olan Bartın’da bu ihtiyacı karşılamak amacıyla iki büyük han yapılmıştır.Dervişoğlu Hanı, 1901-1902 yıllarında Dervişoğlu Ali ve Osman kardeşler tarafından yaptırılmış, bugün depo olarak kullanılmaktadır. Giriş bölümünde bulunan kapının kemeri yuvarlak uslup, bu kemerin üzerinde taşlarda 27 Temmuz 1317 (1899) tarihinde yapıldığı yazılıdır. Birinci katta yedi, ikinci katta dokuz oda vardır.

Taşhan, 1832-1835 yılları arasında Hacı Ali ve Hacı Hüseyin Ağa kardeşler tarafından yaptırılmıştır. İki kat üzerine moloz taşı ve tuğladan yapılmıştır. Girişteki ön kapının üstü yuvarlak kemerli, kapı boşluğunun eni, 2.45 m.,yüksekliği, 2.25 m.’dir.Asma Köprüsü, 1889 yılında Hacı Osman Paşa tarafından Bartın Boğaz yolu üzerinde yaptırılmıştır. 1957’de Kara yolları tarafından betonarme olarak onarılmıştır. 30 metre boyunda, 8 metre genişliğindedir.

Kemer köprü, 1787 yılında Çalıkoğlu İbrahim tarafından Kokaksu’yu Bartın’a bağlayan Kocanaz Deresi üzerine yapılmıştır. Sivri kemerli üç ayak üzerinde taştan harçla oturtulmuş çok sağlam bir köprüdür. 1957 yılında Kara yolları tarafından onarılmıştır.Bartın’da, Aşağı Cami’e yakın bir alanda, mermerden sekiz sütun üzerine oturtulmuş, kubbeli ve alt bölümünde 25 santimetre derinliğinde yalak bölümü bulunan bir şadırvan vardır.Bartın, bugün Karadeniz Bölgesi’nde Zonguldak iline bağlı ilçe merkezidir. Aynı adı taşıyan akar suyun ağzından 10 kilometre kadar içerde kurulmuştur.

bartın

bartın

Bartın Manzarası

Bartın Manzarası

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git