Ayasulug

AYASULUG (Eski adları: Ephese, Ephesus, Ephesos, Hagios, Thâologos. Bugün: Selçuk)

Küçük Menderes‘in alüvyonları, ırmağın döküldüğü az derin denizi doldurunca Efes şehri burayı bırakarak, güneybatıda şimdiki şehir kalıntılarının bulunduğu yere taşındı. Bununla beraber ırmağın alüvyonları Efes‘in yeni yerini de deniz kıyısından uzak bırakmış ve sonunda şehir sönükleşmiştir. Ortaçağ başlarında, Bizans,hâkimiyeti altında eski Efes‘in yerine kurulan bir başka şehir gelişti. Bizanslıların buraya verdikleri ad, Ayios Theologos‘ dur (burada gömülmüş olan havari loannes’in sanı olan Thâologos’tan). İtalyanlar bu adı, Altoluogo (yüksek yer) biçiminde çevirdiler.

ayasulug

ayasulug

Anadolu’nun Selçuklu Türkleri tarafından fethinden sonra Ayasulug bir kaç kez el değiştirdi ve Konya Selçuklu saltanatının düşmesinden sonra Aydın oğlu Hızır Bey‘in eline geçti ve Havari loannes’in adını taşıyan kilise camie çevrildi. Ortaçağ‘da, şehir Venedik ve Cenovalılarla sürekli ticaret yapıyordu. Şehirde, Venedik ve Cenova Konsolosları bulunmaktaydı. Şehir 1391 yılında Yıldırım Bayezid tarafından ele geçirildi. Ankara Savaşı‘ndan sonra Timur, 1402’de Ayasulug‘ta karargah kurdu ve Türk beylerini buraya çağırdı. Kısa bir süre sonra şehir Çelebi Mehmed tarafından yeniden Osmanlı egemenliğine katıldı. Oğlu II. Murad, mahallî sergerdelerin tazimatını kabul etmek üzere, Ayasulug‘a geldiği sırada, şehir onarıldı.

Osmanlı döneminin ilk zamanlarında Alasulug şehri, Anadolu eyaletinin Aydın Sancağı’na bağlı bir kaza halinde idi. Bununla beraber kalesi, Kaptan Paşa’ya ait olan, İzmir Sançağı‘na tabi bulunuyordu. Bu devirde İzmir‘in gittikçe gelişmesi ve sahilde Kuşadası’nın Ayasulug‘a ait mahallî faaliyeti kendine çekmesi sonucu şehir gittikçe geriledi ve burası sıtmalık bir çevre içinde köy haline geldi. Evliya Çelebi XVII yüzyılda şehrin harabe halinde olduğunu, kale içinde 20 ve dışında İse ancak 100 kadar toprak örtülü ev bulunduğunu söyler ye kapısı üzerinde Aydınoğulları’ndan İsa Bey‘e ait bir kitabeyi taşıyan büyük bir camiden söz eder.Şehir, zamanla bataklıklar ortasında küçük bir köy haline geldi. Vilayet teşkilatı sıraşın da burası, Aydın vilayeti dahilind’e İzmir Sancağı‘nın Kuşadası kazasına bağlı bir nahiye oldu. Nahiye merkezi Ayasulug‘un doğusunda, Çirkince adlı büyük bir Rum köyü bulunmaktaydı.

1914′te Ayasulug adı“Selçuk”a çevrildi. Yunan işgali sırasında tahrip edilen Selçuk, Cumhuriyet’ten sonra gelişme göstererek bayındır hale getirildi. Bugün İzmir iline bağlı ilçe merkezidir.
Selçuk’ta bulunan eserler, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra kurulan beyliklerden Aydın oğulları devrine (1300-1403) aittir.İsa Bey Camii, Aydınoğlu İsa Bey tarafından 1375 yılında yaptırılmıştır. Cami, Artemis Mabedi ile Hagios loannes Thealogos Kilisesi arasında idi. Mimarı Dimiskioğlu Ali’dir. Uç kapılı olan yapının ortasında büyük bir şadırvan vardır.

Kubbelerin iç bölümü Selçuk çinileri ile kaplıdır. 48.68 x 56.53 metrelik dikdörtgen bir alandadır. Avlu planı dikdörtgene yakındır. Üç tarafından revaklar yer alır. Dikdörtgen olan yapının ortasında sekizer metre aralıkla tek sıra oluşturan dört granit direk vardır. Mihrapla girişüzerine rastlayan kısmın üzerinde yan yana iki kubbe vardır. Kareden kubbe yuvarlağına, çiniden mukarnaslı köşeler ve moazik gibi işlenmiş pandantiflerle geçilmektedir. Kıble duvarında bulunan sivri kemerli bir kapı da hareme geçit verir. Avlu ile cami hareminin birleştiği köşelerde önce tuğladan iki minarenin yükseldikleri sanılır. Bunlardan bir tanesi 1934’te yıkılmadan kurtarılmış ve bugün ayakta kalabilmiştir.

Kale Camii‘nin XVI. yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır. Kale içinde bulunan yapının, kare bir planı vardır. Halen harap durumdadır. İshakbey Camii, Aydın oğulları devrine aittir. Aydın-lzmir yolu kavşağında bulunan yapı, kare mekanın üzerini tromplu bir kubbe örter. Önündeki son cemaat yeri sonradan eklenmiştir. Minare avlunun dışındadır.Alparslan Mescidi, kare planlı, kubbeli küçük bir yapıdır.

İshakpaşa Mescidi’nin XVI. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Üzeri kubbeyle örtülüdür. Kenarları 6.5 metre olan kare planlı küçük bir yapıdır.
Selçuklu Türbesi, Aydınoğulları devrinden kalma bir yapıdır. Kesin yapım tarihi bilinmemekle beraber, yapı tuğla ve taştan sekizgen gövdesi ve ön giriş mekânıyla dikkati çeker. Giriş kısmı bir niş şeklindedir, iki yanında pencereler bulunur, iç kısımda mihrap köşelidir.

Ayasuluğ

Ayasuluğ

Şehabeddin Türbesi, kare planlı küçük bir yapıdır. Üzeri sonradan yapılmış olan basık bir konik çinko kubbeyle örtülüdür. Mihrabı sadedir. Bu yapının XVI. yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır.İsabey Hamamı, Aydınoğlu İsa Bey tarafından XIV. yüzyılın ikinci yarısında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı yapı, haçvarî 4 eyvanlı, köşe hücreli hamamlar grubuna girer. Soyunma yeri yıkılmıştır.

XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra, XX. yüzyılın başlarına kadar, yani Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid devirlerinde, Ayasulug‘ta çeşitli ülkelerden bilim adamlarına arkeolojik araştırmalar yapabilmeleri için Osmanlı Hükümeti’nce izin verilmiştir. Örneğin Alman arkeolog Vode’nin bu yörede kazı yapma imtiyazının uzatılması(7 Ağustos), İngiliz arkeolog Mr. Hood‘a kazı yapma izni verilmesi (15 Mayıs 1883), Avusturyalı arkeologlara buradan çıkardıkları eski eserleri yurt dışına götürmelerine izin verilmiş olması (28 Aralık 1897), Dr. Benderhoff’un yönetiminde kazı yapılmasına izin verilmesi (22 Ocak 1899) ve yine bu yörede çeşitli fertler veya kurumlarca arkeolojik kazılarla ilgili evvelce verilmiş olan izin süresinin bir yıl daha uzatılmasına (16 Nisan 1901) ilişkin belgeler, yukarıda belirtilen zaman parçası içinde Ayasulug‘ta yoğunlaşan kazı faaliyetleri hakkında somut bir fikir vermektedir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git