Çorum

ÇORUM(Eski adları: Niconla, Tchouroum, Tchoroun, Tavium)

Binlerce yıldır üst üste bir çok medeniyetin oluşturduğu ilin her tarafında bu uygarlıklardan günümüze kadar gelmiş birçok kalıntıya rastlamak mümkündür. Tümüyle bir arkeolojik alan olan Çorum‘un her köyünde, her ilçesinde bir höyük, tümülüs, nekropol veya bir yerleşim yeri kalıntılarına rastlamak mümkündür. M.Ö. iki bin yıllarından başlamak üzere Asurluların, Hititlerin, Kimmerlerin, Medlerin, İskender‘in, Roma ve Bizans İmparatorluğumun sınırları içinde kalmış, İslamiyet‘ten sonra da Arap akınlarına uğramıştır, İslamiyet’in yayılışı sırasında, Emeviler zamanında Arap orduları Bizanslılarla birçok savaşlar yapmış, hatta İstanbul’u kuşatmışlardır. Emevi hükümdarı I. Muaviye zamanında gönderilen orduda birçok İslam büyüğü ve Hz. Muhammed‘in yakınları vardı. Bunlardan Kereb-i Gazi, Süheyb-i Rumî, Ubeyd-i Gazi, kuşatma dönüşünde Çorum’da şehit olmuşlardır.

Abbasiler devrinde de Çorum birçok akınlara sahne olmuştur. Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın 1071’de kazandığı Malazgirt zaferi ile Türklere açılan Anadolu, yavaş yavaş Türklerin eline geçti. Daha sonra Amasya’yı alan Danişmend Ahmed Gazi’nin amcasının oğlu Çavlı Bey, şehri kuşattıysa da başaramadı. Bunun üzerine şehir, 1075 tarihinde Danişmend Gazi’nin 30 bin kişilik ordusuyla ele geçirildi. Danişmendliler zamanında (1071-1174), Haçlı Seferleri’ne sahne olan Çorum ve çevresi, II. Kılıçarslan‘ın oğlu Sultan Mesud Konya tahtına geçince kuvvetlenen Selçukluların eline geçti.

Çorum‘un Anadolu Selçuklu yönetimine geçişi, Haçlı Savaşları sırasında Çorum Valisi Obruna’nın Kılıçarslan’a sığınmasıyla olmuştur. II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Çorum serleşkerlik (Sancak beyliği) yönetimine bağlı olarak kaldı. Daha sonra şeyhlerin ayaklanması sonucu bir süre de şeyhlerin elinde bulunan şehir Moğol saldırısına uğradı. 1308‘de ilhanlılara, ondan da Eretna Beyliği’nin yönetimine katıldı.

Çorum, Osmanlı imparatorluğu yönetimine Yıldırım Bayezid tarafından katıldı(1398) ve merkezi Sivas şehri olan Rum eyaleti (Rumiye-i Suğra) adı verilen eyaletin büyük sancak merkezlerinden biri oldu. 1402 Ankara Savaşı‘ndan sonra kısmen de olsa Çelebi Sultan Mehmed‘in elinde kaldı. II. Murad zamanında (1423) Amasya’ya bağlı sancaklardan biri oldu. 1591 yılında Ankara’ya, 1595 yılında da Amasya’ya bağlandı.

Çorum

Çorum

Kâtib Çelebi, “Cihannüma” adlı eserinde Çorum Sancağı’na 12 kazanın bağlı olduğunu yazmaktadır. 1596 yılına ait bir mahkeme sicilinde ise 15 kazadan da fazla olduğu anlaşılmaktadır.1841 yılında Sivas’tan alınan Çorum, Ankara’ya bağlandı. Bu arada şehre birçok aşiret getirilerek yerleştirildi (1849). 1864 yılında Çorum Sancağı kaldırılarak Yozgat’a bağlı bir kaza şekline dönüştürüldü. Bu arada İskilip, Çankırı Sancağı’na, Osmancık Amasya’ya, Sungurlu da Yozgat Sancağı’na bağlandı. Yozgat bu yıllarda Ankara’ya bağlı bir sancak merkezi idi. 1884 yılında şehre Vidin’den göçmenler getirtilerek yerleştirildiği gibi, 1891 yılında da kazaya Çerkeş göçmenlerinin kurdukları köylere “Ertuğrul”, “Mecidiye” ve “Osmaniye” adları verilmiştir.

1894 yılında Çorum, aslında oralı olan Beşiktaş Muhafızı Hasan Paşa’nın çabası ile ve Ankara Valisi Abidin Paşa’nın yardımı ile Ankara’ya bağlı bir sancak merkezi oldu, Osmancık, İskilip ve Sungurlu ilçeleri Çorum’a bağlandı. Bu dönemde ilk Çorum Mutasarrıfı (Vali) Rüşdü Paşa’dır. 1914 yılına ait salnameye göre, Ankara’ya bağlı bir sancak merkezi olan Çorum’a, İskilip, Sungurlu, Osmancık ve Mecitözü kazaları ile Hüseyin Abad (Alaca) ve Kargı nahiyelerinin bağlı olduğu görülmektedir.1921 yılına kadar Ankara iline bağlı bir sancak merkezi olan Çorum, bağımsız bir sancak oldu. 20 Nisan 1924 gün ve 491 sayılı Kanun’la da il haline getirildi.

XIX. yüzyıl sonunda kaza merkezi şehrin toplam nüfusu 12-13 bin kişi idi ve kazanın 163 köyü vardı. Kaza toplam nüfusu ise 36 bin 669 kişiydi.Kazada bu yüzyılın sonunda 10 cami, 10 medrese ve bir Ermeni kilisesi bulunmaktaydı. Okullarda okuyan öğrenci sayısı ise 1580 idi.Osmanlılar döneminde sanayide oldukça gelişmiş olan şehirde, Ticaret ve Sanayi Odası 1913 tarihinde kurulmuş olup, Türkiye’nin en eski ticaret odalarından biridir.Sosyal alanda da şehrin gelişmiş olduğunu, burada sportif faaliyetlerin XIX. yüzyılda da var olduğu, örneğin, 11 Mayıs 1903 yılında ilde bir at yarışının yapıldığı tarafımızca tespit edilmiştir.

Geniş bir arkeolojik kültüre sahip olan Çorum‘da Selçuklu ve Osmanlı dönemi yapılardan mevcut olanlar şunlardır:

Ulu cami, Çorum’un en büyük camiidir. Depremden zarar gören bu yapı, Selçuk mimarisi özelliklerini taşır. Selçuk sultanlarından Alaeddin Keykubad’ın azat edilmiş kölelerinden Hayreddin Nazır tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Sonradan getirildiği anlaşılan minberin, kapısında 1306 Ağustos tarihi bulunmaktadır. 1509 ve 1514 yıllarında büyük depremden zarar görmüştür. Bunun üzerine II. Murad devrinde yeniden yaptırıldı. III. Selim devrinde 1793’teki depremden yeniden yıkıldı ve Cebbarzade Süleyman Bey ve oğlu Abdülfettah Bey tarafından bu günkü şekline eriştirildi.

Sinan’ın dokuz kubbeli çatı örtüsü yerine ahşap çatı örtüsü kullanılmıştır. Yapımı 1810 yılında tamamlanan yapının minaresi 1905 yılında yapılmıştır.Emir Ahmed Camii, Emir Ahmed tarafından mescit olarak 1595 yılında yaptırılmış, yıkıldıktan sonra halk tarafından bu günkü şekli verilmiştir.Karakeçili Camii, Üçdutlar Mahallesi’nde, 1595 yılında yaptırılmış, 1958 yılında ise bugünkü şeklini almıştır. “Abdibey Camii”, 1647 yılında Abdullah Bey tarafından yaptırılmış, yıkıldıktan sonra bugünkü betonarme şeklini almıştır.İsahalife Camii, 1595 yılında Isa Halife adında bir şahıs tarafından yapılmış, 1963 yılında yıkılmış halk ve devlet katkısıyla yeniden yapılmıştır.Ümit halife Camii, 1595 yılında yapılmış, 1964’te onarılmıştır. Çorum’da Pazar Sokağı’ndadır.Hamid Camii, Hüseyinoğlu Rüstem Bey tarafından 1561 yılında yaptırılmıştır.

Şehirde bulunan diğer camiler ise şunlardır: Gülalibey Camii (1579), Tepecik Camii (1595), Sancaktar Camii (7889)Veli paşa Camii, Kelle göz Camii (1908), Kulaksız Camii (1830), Battal Camii (1916), Hıdırlık Camii, Bahçelievler Camii, Alaca Eski Camii (1763), Alaca Yeni Camii, İskilip Şeyh Muhiddin Yavsi Camii, İskilip Büyük Camii (1839), İskilip Yeni Camii, İskilip Hanönü Camii, İskilip Tabakhane Camii (XV. yüzyıl), Yargı-Mihrihatun Camii, Osmancık-Koca Mehmed Paşa Camii.

Çorum‘daki hamamlar erkek ve kadınlar için ayrı ayrı yapılmışlardır. Bunlardan birkaçı şunlardır: Gülnür Hamamı(1436), Ali Paşa Hamamı(Yeni hamam), Paşa Hamamı(Taceddin Paşa Hamamı; 1487), Çavuş Hamamı (1595).Çorum Kalesi’nin Selçuk mimari özelliğini taşımasına rağmen ne zaman ve kim tarafından yapıldığı kesinlikle bilinmemektedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, Danişmendlilere ait olduğu yazılmaktadır. Kale duvarlarındaki Rumca yazılar, kalenin Roma veya Bizans çağında yapıldığını, daha sonra Türkler tarafından yenilendiğini göstermektedir. Kalenin asıl girişi kuzeyde olup, 2.70 x 3.10 metre boyutlarında üzeri kalın sac ile kaplanıp büyük çivilerle perçinleştirilmiştir. Kapının iki yanındaki odalardan biri kumandan odası, diğeri zindan olarak kullanılmıştır.

İskilip Kalesi, 100 metre yükseklikte üç yanı sarp kayalık üzerinde, dört köşesinde burçları olan surlarla çevrilidir. Kuzey kapısı girişi elverişli olup, güney cephede’debir kapısı vardır, iki gizli yoldan biri Büyük Cami, diğeri ise Tabakhane Mahallesine ulaşmaktadır. Güney cephesinde biri düzgün oyulmuş iki mağara vardır.Koyun baba Köprüsü, 1486 yılında yapımına başlanmış, 1491 yılında tamamlanmıştır. 250 metre uzunluğunda, 7.5 metre genişliğinde olan köprünün 15 gözü bulunmaktadır.Çorum Saat Kulesi, çarşı içinde bulunur ve 1894 yılında Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa’nın girişimleriyle yapılmıştır. 27.50 metre yüksekliğinde ve her köşesi 2.10 metre uzunluğunda, 5.30 metre çapında bir sekizgen üzerine oturmaktadır. Kulenin gövde çapı 3.90 metre olup, 24 köşeli çokgendir. Kuleye 81 basamaklı döner merdivenle çıkılır.

çorum köprüsü

çorum köprüsü

çorum tarihi yerler

çorum tarihi yerler

çorum saat kulesi

çorum saat kulesi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git