Adıyaman

ADIYAMAN (Eski adî: Hısn-Man sûr)

Güneydoğu Anadolu’nun orta Fırat havzasında yer alan ve tarihi 6000 yıl evveline kadar uzanan Adıyaman’ın sosyal yapısı Cumhuriyet dönemine kadar kapalılık göstermiş ve çevre ile gereği kadar ilgi kuramamıştır. Şehir merkezinde yer alan höyükte yapılan yüzeysel araştırmalar, Adıyaman’daki ilk yerleşmelerin Kalkolitik Çağ’a kadar gittiğini göstermektedir. Sırasıyla Hitit (M.Ö. 1900-200), Mitanni, Urartu, Sami uyruklu Babil, Asur, İran Med ve Pers, İskender, Kommagene (M.Ö. 69 M.S. 72) yönetimlerinde bulunan şehir, M.S. 324 yılından itibaren Bizans imparatorluğu yönetiminde kaldı. Bu arada İslâm  Türk egemenliklerine de giren şehir, sürekli olarak Bizans ve Arap egemenlikleri arasında el değiştirdi. 1065 yılında bir süre için doğudan gelerek, güneye yerleşen Ermenilerin eline geçti ve Orta çağ boyunca önemli bir merkez oluşturdu. Daha sonra Selçukluların nüfuzu altına giren şehir, çok geçmeden Haçlıların istilasına uğradı ve XII. yüzyıl ortasında Selçuklular tarafından geri alındı.

adıyaman merkez

adıyaman merkez

Suriye ve Hısn-Keyfa (Artukoğulları) hükümdarlarının ve daha sonra Eyyûbilerin eline geçti. XIII. yüzyıl ortasında Hulagu’nun saldırısına uğradı, aynı yüzyıl sonlarında Mısır Memlûk hükümdarlarının eline geçti. Bu yörelere Türk oymaklarının yerleştirilmesi çok daha önceden başlamakla beraber, Dulkadırlıların kuvvetli devirlerinde kesinleşti. Son olarak 1516’da bütün bu yöreyi Yavuz Sultan Selim Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine aldı. Bu tarihten sonra sınır şehri olmaktan çıktığı için, kalesi de zamanla büsbütün harap oldu. Türkler, resmi yazılarında Hısn-Mansûr adını kullanmakla beraber, buraya kökü kesin olarak belli olmayan Adıyaman adını vermişlerdir.

XIX. yüzyılın sonlarında kasabanın 8 bin kadar bir nüfusu vardı ve iyi yolları olmaması sebebiyle, dış dünya ile  bağlantısı asgariye inmiş sapa bir kasaba durumuna düşmüştü. Adıyaman 1841 yılında ilçe oldu ve mütesellimlikle yönetildi. 1849 yılında Sancak haline getirilerek Diyarbekir‘e bağlandı. Bu tarihlerde, Besni, Kâhta ve Siverek ilçeleri de Adıyaman Sancağı’na bağlı bulunuyordu. 1859 yılında, Malatya Sancak olunca Adıyaman yeniden ilçe haline getirildi. Yakın yıllara kadar bu idari kuruluşta kalan Adıyaman, 1 Aralık 1954’te dört ilçeden oluşan yeni bir ilin merkezi durumuna getirildi. Cumhuriyet döneminde uzun bir süre Malatya‘nın bir ilçesi olarak kaldığından ayrı bir tarihe sahip olamamıştır.

Adıyaman‘da Cumhuriyet’ten önce, şimdiki belediye binası yanında “Esnemez” Medresesi ile Ulu Cami’e bitişik ve 20 kadar ahşap hücreden oluşan “Ulu Cami Medresesi” bulunmaktaydı.Cumhuriyet’ten önce şehirde “sako” diye adlandırılan erkek ceketleriyle yelek, kıl dokumadan yapılan kışlık şalvarlardan oluşurdu. Bunun yanı sıra kadın kıyafetleri prenenli çarşaf ve peçeden ibaretti. Kadınların çoğu bu çarşafların altına fistan denilen bir tür entari giyerlerdi.

Adıyaman‘da mimarî eserler arasında birçok cami, eski yapılar bulunmaktadır. XIX. yüzyıl sonlarında ilde yaşayan Protestanlar için bir kilise (1871), Süryaniler için Süryani Mahallesinde bir kilise (1874), Görik Köyü‘nde işe masrafları Malatya Piskoposu tarafından karşılanmak üzere Ermeni Katolik kilisesi (1889) ile Meryemana Kilisesi’nin yeniden yapımına, (1910), Martiros Mersi Süryani Yakubî Kilisesi‘nin ise onarımına (1906) hükümetçe izin verilmiştir.

Adıyaman’daki mimarî eserler arasında yer alan en önemli yapılar şunlardır: Kab Camii, Ulu Cami, Sıratut Camii, Çarşı Camii (Hacı Abdiilgani Camii), Yenipınar Camii, Eskisaray Camii (İbrahim Bey Camii).

Kab Camii, Adıyaman Çarşısı ile Hükümet Konağı arasında, kendi adıyla tanınan mahallede bulunan yapının kitabelerine göre 1768 yılında yapıldıktan sonra 1923 yılında. Hacı Mehmed Ali tarafından yeniden yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı yapı üç kısma ayrılır. Birinci kısım, önünde son cemaat yeri bulunan cami, ikincisi ise, camin batısındaki yazlık kısım ve yazlık kısmın kuzey köşesinde camiden ayrı olarak yapılan minaredir.

Camiin beden duvarları ve son cemaat yeri kemerleri tümüyle kesme taştandır. Esas ibadet yerinin üzerini, kasnaktan itibaren bağdadî sıvalı ahşap bir kubbe örter. Mihrap ekseni üzerinde, boyuna uzanan dikdörtgen şeklindeki esas ibadet yeri girişinde sekizgen iki ayak ve bu ayaklar üzerinde, üç sivri kemerle ayrılarak esas ibadet yeri kare hale getirilmiştir.

Adıyaman Üniversitesi

Adıyaman Üniversitesi

Ulu Cami, Adıyaman’ın en merkezi yeri olan çarşı içindedir. Bazı belgelere göre Dulkadiroğulları’ndan Alâüd devle tarafından yaptırılmıştır. Bugünkü yapı 1863’te eski camin yıkılarak yeniden yapılmış hali olup, 1902’de büyük bir onarım görmüştür. Kitabesine göre, 1902’de Mehmed Fevzi tarafından onarılan cami, XIX. yüzyıl tipik yapısıdır.

Dikdörtgen plandaki yapının kuzey cephesinde, bütün cephe boyuna uzanan yedi dikdörtgen payeli son cemaat yeri bulunmaktadır. Yapının kesme taştan yapılan beden duvarları cephelerde üçgen alınlıklarla sona ermektedir. Yapı, ortada sekiz kenarlı dört ayağın taşıdığı büyük bir kubbeyle, dört köşede dört küçük kubbe ve büyük kubbenin dört yanında ve büyük kubbeler arasında bir haçın kolları biçiminde tonozlardan oluşur. Camin, biri kuzeyde, diğer ikisi batı ve doğu köşelerde bulunan üç kapısı vardır.

Sıratut Camii, Sıratut Mahallesinde ve Cumhuriyet Caddesi üzerinde yer alır. Hacı Mehmed inan tarafından yeniden yaptırılan dikdörtgen planlı camin yerinde, daha önceleri başka bir cami bulunduğu bilinmektedir.Çarşı Camii (Abdiilgani Camii), çarşı içinde bulunduğundan bu adla anılır. Ancak yaptıranın adına izafeten “Abdiilgani Camii” olarak anılan, bu yapı, 1557 yılında inşa edilmiş, 1640 yılında Hacı Mehmed b. Seyfeddin Rızaullah tarafından, son olarak da 1957 yılında Cami Yaptırma Derneği tarafından onartılmıştır.

Tam bir dikdörtgen olan ibadet yerinin ortasında dört dikdörtgen ayağın taşıdığı ahşap bir kubbe ve bu kubbenin çevresinde bölümler düz ahşap duvarlarla örtülmüştür. Camin beden duvarları beyaz köfeki taşından olup, kenarlarda payandalarla desteklenerek daha da kuvvetlendirilmiştir. Beden duvarlarındaki hizasındaki son cemaat yerine açılan cümle kapısı, dikdörtgen bir niş içindedir ve çevresi rozetlerle bezenmiştir.

Eskisaray Cami (İbrahim Bey Cami), aynı adla anılan ve şehrin batısında bulunan mahalledeki yapının kitabesine göre 1638 yılında İbrahim Bey tarafından inşa edildiği anlaşılmaktadır. Bugünkü yapıda, sadece doğu cephesinin bir bölümü ile güney cephe ilk yapıya attir. Diğer cepheler yapılan onarımla değiştirilmiştir. Bu cami, Adıyaman camileri içinde mihrabı en zengin görünüşe sahip olanıdır. Mihrap nişi yarım silindirik ve taştan yapılmıştır.Adıyaman ili sınırları içerisinde halkın halen ziyaret etmekte olduğu birçok türbe vardır. Bunların en ünlüsü Abuzer Gaffari Türbesi ile Zel Köyü’ndeki Şeyh Abdurrahman Erzincan Türbesi’dir.

adiyaman

adiyaman

adıyaman

adıyaman

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git